0
Ne camiye yararım, artık ne kiliseye
Tanrı bilir, hamurum, hiç benzemez kimseye
Dinsiz bir derviş deyin, ya da çirkin huur,
Ne dünya umudum var; ne din, ne cennet diye!
280
Sünneti, farzı fazla kafana takma,
Ekmeğinden yoksula verdin bir lokma.
Dostu ve gönlü hoş tut, kötülüğü kov;
Şarap ver; cennetliksin mutlaka, korkma!
281
Ey gönül, buna yanıt veremezsin belki de.
Bilgedeki noktaya eremezsin belki de.
Şarapla ve kadehle cennetini burda kur;
Ötedeki cennete giremezsin belki de!
282
Bu baharda çok güzel bir kız bulayım,
Ve çayırda elinden kadeh alayım,
Gerçi herkes kızacak sözüme ama;
Artık cennet istersem, köpek olayım!
283
Derler: Cennette huri vermişik zaten.
Orda şarap, bal nehri sermişik zaten.
Şarap ve güzel benim yanımda işte;
Biz ki işin sonuna ermişik zaten!
284
Derler: Cennette huri, dilber; eşin olacak.
Orda şarap ırmağı, bal, süt; işin olacak.
Sen şarap koy kadehe, ver ki elimde dursun;
Bin veresiye değil, bir tek peşin olacak!
285
Buraya dilber, şarap dizersen eğer,
Burayı su, çimenle bezersen eğer,
Fazlasını istersen, cehennemde yan;
Gerçek cennet bunlardır, sezersen eğer!
286
Ne cennetler görürsün, açarsan gözü,
Cennet ırmaklarının bahçede izi,
Cehennemden az konuş, her taraf cennet;
Otur cennet yüzlüyle, gör cennet yüzü!
287
Denize taş at dedin, söz ettin mi vakitten?
Bıktım hep kiliseden, bıktım şu putperestten.
Kim demiş ki acaba, Hayyam cehennemliktir?
Cehenneme kim gitmiş, kimler gelmiş cennetten?
288
Derler: Aşık ve sarhoş cehennemlik olacak!
Bu söz ki gönüllere sanma korku salacak.
Giderse cehenneme tüm aşık ve sarhoşlar;
Küçük yapın cenneti, yarın bomboş kalacak!
289
Cenneti, cehennemi gören yok, gönül!
O dünyadan buraya gelen yok, gönül!
Umutlar ve korkular ondan diyorsan;
Adından başka bir şey bilen yok, gönül!
290
Aşk ki Tanrı belâsı, başıma konar.
Halk Tanrı‘dan geleni neden ki kınar?
iyilik ve kötülük Tanrı hükmüyse;
Neden kulu mahşerde, sorguda sınar?
291
Tanrım; sen yarattığın her çamura bakarsın.
Her yapacağımı bilir, çok önceden yazarsın.
Tüm günahlarımızın kararı senden madem,
Öyleyse niçin bizi kıyamette yakarsın?