0
çocuk sen zaten uykudasın aslında yaşamıyorsun. insanlığın kafası metafizik kavrdıbını bu kadar algılayabiliyor. o yüzden bu dünyada ki çektiğin en büyük dert bile dert değil aslında. ayrıca dünyada ki insanlığı allah bu hale getirmedi. her şey insanların sistemleşmesi ile bu hale geldi. eğer sen tek başına bir adada yiyecek ve suyun olacak şekilde kalsaydın, hiçbir ihtiyacın olmasaydı; allah neden var ben nerden geldim sorusuna yönelebilirdin. ama sen ve diğer insanlar sistem kölesi olduğu için kafanız almıyor bir türlü allah kavrdıbını. din kavramı her bir bireyin kendi iç inancı olduğu için sen allah yok şu yok bu yok diye yorum yapamazsın. olsa şöyle olurdu olmasa bunlar olurdu diye de konuşulamaz. insan beyninin %4 kadarını kullanan bir varlık olduğu için aklı sınırlı somut olguları kaldırır. örnek olarak sen bir cismi havaya attığında yere düşeceğini bilirsin. fakat o cismin yere düşeceği kesin midir ? değildir. sen sadece yer çekimi kanunu olarak adlandırılan kabul edilmiş teoriyi bildiğin için öyle sanırsın. ama o cisim "havaya" atılıyor. beynin içine bile asıl nedeni işliyor. farklı bi etki ile o cisim havada tutulduğunda beynin hakikati anlayamayacak hale gelir. bu örnek olaydaki gibi beynin böyle bir şeyi bile algılayamayacak hale gelecekken, sen yaratıcı kavramı hakkında yüzeysel ve basit sebepler üretiyorsun ve bunları insanların içine düşürdüğü durumlar üzerinden yorumlayarak yapıyorsun.sen sistem adı verilen bürokrasi ağacında " sınıflandırma " yapılmış bir şekilde yaşayarak sadece bu sınıflandırmanın sonuçları üzerine kurgular kurmaya başlıyorsun. evren gibi büyük bir havuzda bir nokta temsili bile olmayan dünyada yaşayan, dünyadan kopan parçaya bile insanlığın 1 kere ayak bastığı iddaa edilen sınıflandırılmış bir sistemde yaşıyorsun, bilmem yine kafan alıyor mu şimdi. aslında nerde yaşadığımızı bile bilmiyoruz. evrenin bir fanus içinde oluşturulmuş olup olmadığını bile bana tam olarak söyleyecek bir birikimin olmadığı halde, aptal bir insan olarak dostum kelimesini sık kullanarak ve cahil bir şekilde dayanak noktanın sadece basit bir paradoks olduğunu unutarak, "yaratıcı" kavrdıbını reddediyorsun. "dostum" sen salaksın ve beynin metafizik kavrdıbını algılayamayacak kadar küçük. anladın mı beni. ortalama 70 yıl yaşayacaksın ve dünyanın tahmin edilen yaşının milyonlarca yıl olduğunu bile aklından çıkartıyorsun. sen tahmin edilen dünyanın çok çok çok küçük bir zaman diliminde yaratıcı kavrdıbını yargılıyorsun. tekrar vurgulayayım @11 de yazdığımı ; bit kadar beynin önce inanç kavrdıbının sorgulanamayacağını alsın. sonra neden olduğunu evrende ki amacının ne olduğunu ve yaratıcı "sana göre" var mı yok mu diye sorgulamaya başla. sosyoloji temeli ile 2. dal olarak felsefe okudum ve ilahiyat üzerine master yaptım. insanlara kendi küçük düşüncelerini aktarmadan önce biraz balık ye ve kitap oku ki fındık beynin ceviz olabilsin. hadi abicim şimdi gibtir git burdan. emin ol ki senin gibi gib fikirleri değil de, gerçekten insanı çıldırtacak şekilde sağlam dayanak noktaları olan ve neredeyse açığı olmayan yüzlerce soru gördüm. ama bu soruların sadece %0.1 inde inanç kavrdıbını sorgulayamayan ( bunu olmayacağının bilincinde olan ) sorular ile muhatap oldum. zaten bu insanlar reddeden değil olup olmadığı sorusuna geçip buna yanıt alamayan insanlardı. yaratıcı yok dedikleri zaman kendi kendilerine tekrar çok kolay züt ediyorlar. var dediklerinde ise bir cevap veremiyorlar. balık ye balık unutma. senin adalet programı olarak adlandırdığın, ne zaman başladığı belli olmayan evren serüveninde çok çok çok çok çok minik bir zaman dilimi verdi sana. belli düşüncelerini kırdığın ve kendini kandırdığını anladığın zaman düşünmeye başlayacaksın. o zaman tartışabilirsin. ama o zamana kadar lütfen sus. cidden gülüyorum yoksa. çok gibten bir düşünce. kafanın geri kalanını da böyle düşünceler kaplıyorsa cidden salaksın "dostum"
Tümünü Göster