emekli öğretmen bayram abiyle mükemmel bir gece

kavurmalarımızı bitirdik. yağını ve tuzunu az yapmıştı bayram abi. şekeri yükselmesin diye herhalde. kendine nasıl da düşkün bayram abi. yemek bittikten sonra sofrayı tolamaya başladı yavaş yavaş. tabakları tek tek titreyen elleriyle ağır ağır zütürüp geliyordu. onun böyle kıvranmasından hoşlanıyor önümde böyle davranırken onu izlemek bana tarifsiz bir zevk veriyordu. sonunda dayanamayıp kendi tabağımı alıp mutfağa zütürdüm. daracık mutfakta yüzü tezgaha dönük bayram abimin arkasından geçmem gerekiyordu. ikimizde olacakların farkındaydık göz ucuyla birbirimizi süzüyorduk.ön tarafımı bayram abiden tarafa çevirip ağır ağır geçmeye koyuldum mutfağın öbür tarafına. önce sağ elimle omuzuna dokuntum bayram abimin. heyecanlanmaması için teselli veriyordum. sonra kendi ön tarafım bayram abinin arka tarafına deydi yavaşça. zevk içinde kıvranarak sürtündüm bayram abinin buruşuk kalçalarına. sürtünerek geçtim karşı tarafa.4-5 saniyelik bu zevk dolu anlarda mutluluktan kıvranan birbirine duygusal ve fiziksel bağlarla bağlı iki bedendik o anlarda bayram ağabeyimle.iki et yığını iki objeydik.

ardından bayram abi hırsla ve şehvetle ardına döndü.ani hareket etmenin verdiği bel tutulmasıyla sendeledi. fakat bu onun umrunda değildi. yavaşça bana dönüp yaşlı ve güçsüz elleriyle omuzlarımı kavradı. titriyordu elleri. beni cılız bir hamleyle sarstı. ardından yüzünü benim yüzüme yaklaştırdı. mosmor olmuş yaşlı dudaklarıyla yokladı suratımı. yanaklarıma dudaklarıma burnumun ucuna ve her yerime kondurdu o saman alevi gibi titrek dudaklarını bayram abii..