0
câriyenin evinde.” (s:49) Allah, -hâşâ- Hz.Hacer’in evindeymiş.b) “Allah, dünyanın kalbi, varlığın mihveridir.” (s:50) Allah –hâşâ- dünyanın kalbiymiş.c) “Allah ve insanlar/topluluk bir cihette, bir saftalar.” (s:50) Allah –hâşâ- insanlarla aynı saftaymış.d) “Allah’ın çevresinde tavaf yapıyorsun.” (s: 54) Kâbe’ye Allah diyor. Hâşâ! Tavaf Allah’ın çevresinde yapılıyormuş.e) “Vay be! Bu tevhid …seni Allah’la diz dize oturtuyor. …Allah’ın benzeri olarak görüyor. “ (s:56) Allah’la diz dize oturmak, Allah’ın benzeri olmak… Bu benzetmelerin insanı ne hale getireceği ehlince malum.f) “ilâhî özün, içinde, Allah’ın ruhu girdaptan doğup başını kaldırıyor. Nereden? Allah’ın elinin sağ elinin altından.” (s: 59)Altı çizili yerlere dikkat. g) “.. sa’y et. Fakat çember çizerek değil, çembersel çaba, değirmen eşeğinin sa’yi gibidir, kısır döngüdür, sonuçta başa dönersin. Böyle bir şey, “abes”, “anlamsız”, içi boş daire, içeriksiz, hedefsiz: Tıpkı sıfır gibi.” (s: 67)Sa’y ile tavafı karıştırıyor. Sa’y istense de zaten çembersel yapılamaz. Değirmen eşeğinin sa’yi gibi diye bir benzetme yapanın kendisi eşekten aşağı olmaz mı!Kâbe’nin etrafında yapılan tavafı da sıfır olarak görüyor.h) “Ey insan! “Allah’ın ruhu”! (s:80) Burada insana, “Allah’ın ruhu!” diye hitap ediyor.i) “Ey hacı, yolun sonunda Allah seni beklemekte…” (s: 91) Bu söz de sâfî küfrî bir benzetme…j) Müzdelife’den Mina’ya hareket edecek hacıları, yıkılmaz bir duvara benzettikten sonra şöyle diyor: “Bu çelik duvarı dünyada yıkabilecek hiçbir güç yoktur. ibrahim ve muhafazid dahi yıkamaz.” (s: 106)Görüyor musunuz hâinliği!.. Böyle bir duvarı yıkmayı hedeflese hedeflese ancak kâfirler hedefler. ibrahim (Aleyhisselâm) ile Peygamberimiz (Sallallâhü Aleyhi ve Sellem)’i bu çelik duvarı yıkmak istiyor gibi gösteriyor. Bu çelik duvarı yıkma cürmünü Hz. ibrahim’e ve Peygamberimiz’eyüklemek ise, olsa olsa imansızlık alâmetidir.k) “Ki sen, tek bir “varlık”sın: Kendi “mahiyet”ini kendin yaratmalısın.” (s: 112) Allah’a ait olan yaratmak kelimesini insana izafe ediyor.l) “Savaş ibrahim’in içinde, Allah’la ismail arasında savaş.” (s: 119) Eh, bu artık sapıklığın dik âlâsıdır.m) “Hâtemül Enbiya dahi kendini korumasaydı sarsılabilir düşebilir, yaptıklarını heba edebilirdi. O bile şirkten masum değildir!” (s: 129)Değerli okuyucular. Peygamberler hakkında bu ifade kullanılamaz. Çünkü peygamberler Allah tarafından korunmakta olup şirke düşmek şöyle dursun sıradan günah işlemekten bile uzaktırlar. Böyle sözler, ancak imansız ağızlardan çıkar.6- Ali Şeriatî’nin cahilliklerine gelince:a) Haccın başlangıcını zilhiccenin 9. günü olarak anlatıyor. (s: 79)Halbuki hac, Zilhiccenin 8. günü başlar.b) “Âdem doğduğu zaman” (s: 84) diyorHazreti Âdem doğmamış, topraktan yaratılmıştır… c) “Hacta ilk hareket Arafat’tan başlar” (s: 86) diyor. Yanlıştır. Hac Mina’dan başlar.d) Şeytan taşlamak için toplanacak taşları şöyle tarif ediyor: “Cevizden daha küçük, fıstıktan daha büyük” (s: 101)Yanlıştır. Doğrusu şöyle: Nohuttan büyük, fındıktan küçük. Milyonlarca hacı cevizden küçük taşlar toplasa Mina’da taş dağı meydana gelir.f) “Demek Allah için insan kurban etmek yasak oluyordu. Oysa geçmişte bu, yaygın bir dinî gelenek ve ibadetti.” (s: 135)Dinî gelenek derken hak dini kastetmektedir. Oysa hak dinde insan kurban etmek gibi bir gelenek ve ibadet yoktur.g) “Şimdi her şey sona erdi. Nerede? Mina’da!” (s: 146)Yanlış. Hac Mina’da bitmez. Çünkü daha ziyaret tavafı yapılacaktır.h) “Bugün Zilhiccenin onu. Kurban Bayramı, Hacc sona erdi.” (s: 146)Yanlıştır. Taşlama devam etmektedir.i) “Bu üç günde (bayramın üç günü) Mina bölgesinden dışarı çıkmak yasak! Ka’be’yi tavaf için bile geceleyin dışarı çıkmaya hakkın yok.” (s: 147)Bu da ancak zır câhillerin düşeceği bir yanlış. Böyle bir yasak yok.7- Şeriatî’nin Hac kitabında bazı mübârek isimler geçiyor. Meselâ:Harun kelimesi 1 defa, Peygamber kelimesi (Peygamberimiz kastedilerek) 3 defa, Musa kelimesi 4 defa,Ali kelimesi 5 defa, Hüseyin kelimesi 6,Hacer kelimesi 9 defa, muhafazid kelimesi 10 defa,Âdem kelimesi 21 defa, ismail kelimesi 90 defa, ibrahim kelimesi 131 defa geçmektedir. Buna rağmen hiç birini “Hazret” kelimesiyle anmıyor. Hiç birinde “Hazret” kelimesi veya “Aleyhisselâm” da yok…
Tümünü Göster