1. 1.
    +1
    benim askerliğim bizim mahalleye çıktı...
    şans işte... bizim mahallenin aşağısında bulunan levazım okuluna çıkmaz mı acemilik... ( usta birliğinde sarıkamış'a salladılar ayrı mevzu )

    26 yaşında gittim ben askere
    silüs denilen bir kağıt var... askerlik çubesinden onu alıyorsun... üstüne biraz da para veriyorlar... yol parası babında...

    bir gece önceden berbere gidip saçları 3 numaraya vurdurmuştum zati.
    sonra valide , peder bindik arabaya... gittik nizamiyenin kapısına...
    sırtımda bir sırt çantası... içinde bir havlu, bir don, bir atlet falan filan var...
    kapıda nizamiye çavuşu karşıladı bizi...
    elaman bir güleryüzlü bir güleryüzlü... dedim içeridekiler de böyledir inşallah...
    valideye pedere "oğlunuz bize emanet" dedi...
    peder, "o zaten üniversite okudu uzaklarda... alışık bizden uzak olmaya... zaten yukarı mahallede oturuyoruz biz... " derken ben camekandan içeri girdim...

    çantamı aldılar önce...
    içine baktılar...
    içinde mide ilacı ve ağrı kesini vardı...
    bunlara el koymamız lazım kardeş dedi nizamiye çavuşu... eli yüzü düzgün temiz bir çocuktu... muhtemelen yine istanbullulardan birini seçmişler...

    benim gibi bir iki eleman daha vardı bekleme salonunda...
    herkes birbirine tereddüt içinde bakıyor...
    çay falan var az ötede... ama içinde iki asker şakalaşıyorlar... gidip çay alasım geldi... ama riske girmedim... iyiki de girmemişim... sonra anlatacam...

    benden sonra 3 kişi falan daha geldi.
    bir tanesinin saçları uzun ama bildiği kıro... doğulu olduğu net belli...
    toplamda 10 kişi falan olduk...
    bi ara bir tanesi gidip çay almaya kalktı... döndüğünde "çay yokmuş, belli saatlerde oluyomuş"... dedi... "iyi ki gibmemişler seni gardaş" dedim.

    uzman çavuş geldi...
    o kapıdan girince diğer askerler kendine çeki düzen verir sandım... kimse iplemedi lan uzman çavuşu...
    hoşgeldiniz dedi... bir eli gümüş rengi silahının üstünde diğeri palaskasının üzerindeydi...
    yakışıklı adamdı vesselam...
    güleryüzlüydü...
    hoşbulduk komutanım dedim... diğerleri aizını bile açamadı herhalde...
    hayırlı tezkereler dedi.
    şöyle bir tiplerimize baktı...
    saat 3 falandı...

    herkes çantalarını aldı...
    tek katlı nizamiye binasından çıkıp ağaçların arasında yürümeye başladık.
    uzman çavuş önde, biz arkasında...
    kimse tek kelime konuşmadı...

    uzakta binalar görünüyordu...
    onlara doğru yürüyorduk.
    Tümünü Göster
    ···
   tümünü göster