1. 26.
    0
    dedem o sırada o kızın ahırdan çıktığını görmüş camiiden geliyormuş. bu iyice kıl kapmış durumdan. bizim köyde o zamanlar bir dede varmış kemal diye. bu adam evinde cinlerle yaşarmış. çok güzel ezan okurmuş, o kadar güzel ezan okurmuş ki komşu köylerden sırf onun ezanını dinlemek için gelenler bile olurmuş. bu ezan yüzünden cinler musallat olmuş kendisine, adamı camiiye göndermiyorlarmış. onun bitişiğinde oturanlar geceleri onun evinden acıklı bir şekilde bağıran çocuk sesleri duyarlarmış. dedem kemal emminin evine gitmiş. tam kanepeye oturacakken emmi oraya oturma orada misafrimiz var görmüyor musun demiş. sen şu sürahinin olduğu taşa otur en iyisi demiş. dedem dediğini yapmış bunun. kemal emmi demiş, bir şeyler kulağına geldi mi demiş. sana birşeyler söylediler mi demiş. direkt ahırdaki 3 zeytin tanesini mi kastediyorsun sen demiş buna. tabii dedem şok olmuş dili tutulmuş. emmi başlamış anlatmaya, o zeytin taneleri ahırda çalı çırpı koydun bölmenin tam üstünde demiş. git ahıra demiş. tavana bakan en uzun dalın gösterdiği yerdeki tahta bloğu indir demiş. o üç zeytin tanesini gün batımınından birkaç dakika sonra çekirdeklerini çıkar ve hayvan tezekliğine göm demiş.

    binler bu adamın evinin duvarında kazılı bir şekilde yazılmış arapça kelimeleri ve evini burada paylaşıcam.

    inanmayanlar için!
    ···
   tümünü göster