1.sınıfın yaz tatilinde hile ekibi olarak antalyada 5yıldızlı bir otelde tatil yapmaya karar verdik.
Güzel bir tatil herkes için iyi olacaktı, belki bileniniz vardır otel kervansaray.
http://fbcdn-sphotos-a-a....227807112_422385724_n.jpg
Uzun süre bir otobüs yolculuğundan sonra otele vardım. Herkes oradaydı sadece duran akşamüstü geldi.
Havuzda ve denizde güzel anılarımız oldu. akşam yemeğini yedikten sonra odalara dağıldın ve ben kürşatla kalıyordum.
Kürşat: uşağım bira içelim.
ben: içelim reyis.
Kürşat: bak bu 2,5litrelik coca cola şişesini al buna bira doldurt gel.
ben: abi olurmu öyle şey 5 yıldızlı otelde şişeye bira doldurmazlar.
Kürşat: aynen haklısın o zaman 5 bardak bira al bunları kuytu köşede şişeye doldur gel.
Bu banada mantıklı gelmişti, merak ettiğim tek şey kürşatın cola şişesini nerden bulduydu, çünkü otelde herşey bardakla veriliyordu, belkide bunu düşünerek cola şişesini arabadan getirmişti. bilemiyoruz, neyse pozitif bakalım 5litrede verebilirdi
*
Otelin barında 5 bardak bira aldım, birşekilde gizli olarak cola şişesine biraları doldurdum.
ben: abi geliyorum kapıyı aça koy.
Kürşat: tamam uşağım, hallettinmi
ben: evet
Odaya girdim. bira içip muhabbet etmeye başladık.
ben: abi burdan istanbulamı gitsek
Kürşat: noldu lan aleximi özledin.
ben: özledim abi ama 2 aydır ondan haber alamıyorum, valentina ve alexin sınır dışı olduğunu duydum.
Kürşat: uşağım takma kafaya bunlar huur sakın güvenme bunlara, bunların amacı sadece para.
ben: haklısın reyis ama ben seviyorum alexi be.
Kürşat: uşağım facende birsürü kız var. ne işin var senin alexle guizayla, okuldan yapsana bir tane.
ben: abi okuldan sevdiğim bir kız var ama daha tanışamadık.
Kürşat: bu nasıl sevgi aq. tanışmadığın kıza nasıl aşık oldun.
ben: ne bileyim abi hareketleri gülüşleri hoşuma gidiyor.
Kürşat: o diğer kızı nabtın, aksaraydan aldığın aydayı beğenmedinmi.
ben: iyi hoş kız abide, ben alexi özlüyorum. Çok güzel anılarımız var.
Kürşat: he valla uşağım haklısın ya. güzel günlerdi.
Bikaç gün daha otelde kaldıktan sonra istanbula gitmeye karar verdik ama ben ve duran otobüsle geldiğimiz için sadece tek araba vardı.
2 kişi mecburen otelde kalıp sabah uçakla istanbula dönecekti. Tolga daha önce hiç uçağa binmediğini söyledi ve mehmet abiyle yarın gelebileceğini söyledi.
Buda bize uydu gece 12 gibi kürşat ben duran cabbar antalyadan istanbula doğru arabamızla hareket ettik. Şoförümüz duran.
Ispartadan sonra yolu kaybettik.
Cabbar: abi benim telefonda gps var onunla yol tarifi alayım.
Kürşat: al uşağım al böyle giderse çok uzatıcaz yolu.
Cabbar: duran az ilerden sağa giricez.
Yol gittikçe ıssızlaşıyor 50-60 km sonra terkedilmiş bir köye geliyoruz. bir arabanın bile zor sığdığı, korku filmlerinde ki gibi bu yerden yavaş bir şekilde geçmeye başlıyoruz.
ben: abi bu nasıl istanbul yolu, ben kaç yıldır antalyaya gidiyorum burayı ilk defa görüyorum. Korku filmlerinde ki bu köy
Herkes camdan etrafı inceliyor.
Kürşat: cabbar senin telefonunu gibeyim nereye getirdin bizi.
Cabbar: abi burası kısaltma, 20km sonra şehirler arası yola çıkacaz.
Duran: kürşat biri çıkarsa karşımıza ben durmam ezer geçerim.
Kürşat: tabi uşagım burda durulmaz.
Zifiri karanlık içinde ki köyde yol ayrımına geliyoruz. 2 Tabela var biri boş diğerinin üstünde istanbul yazıyor.
Cabbar: abi bak istanbul tabelası gözüktü.
ben: bu nasıl istanbul tabelası amk, tebeşirle istanbul yazmışlar.
Duran: Bu ne lan böyle
ben: abi boş tabelaya gidelim bu bir kandırmaca
Duran: o kadarda değil abartmayın aq.
içerde bir sessizlik oluyor duran, istanbul yazan tabelaya giriyor. yol daracık ve 500 metre sonra 90 derece yol değişiyor. Bilinmeze doğru gidiyoruz. Herkesin yüzünden heyecanı okuyabiliyorum.