1. 1.
    +3
    Şeyhülislam Esad Efendi'nin 1725-32 yılları arasında yazılan Lehcet-ül Lugat isimli sözlüğünün önsözü:

    "Amed-i medid ve ahd-i ba'iddir ki daniş-gâh-ı istifadede nihade-i zanu-yı taleb etmekle arzu-yı kesb-i edeb kılıp gerçi irre-i ahen-i berd-i gûşiş-i bî-müzd zerre-i fulad-ı fu'ad-ı infihamı hıred edemeyip şecere bî-semere-i isti'daddan yek-bar-ı imkân intişar-ı nüşare-i asar-ı hayr-ül me'ad as'ab-ı min-hart-ül katad olup ancak piş-nigâh-ı ihvan ve hullanda hem-ayar-ı nühas-ı hassas olan hey'et-i danişveriyi zaharif-i tafazzul ile temviye ve tezyin edip bezm-gâh-ı sühan-gûyanda iksar-ı sersere ile ser-halka-i ihvab-ı hava-ayin olmuş idim."

    Mehmed Esad Efendi, Lehcetü'l-Lügat, Haz.: Ahmet Kırkkılıç, TDK Yayınları, Ankara 1999, s. 5.

    Gördüğünüz saf, arı, duru bir Türkçe. 0 yabancı etkisi var. Ve herkes anlayabilir.

    ---
    Şimdi Kül-Tigin abidesinin doğu yüzüne bakalım.

    "Üze kök tengri asra yagiz yir kilindukda ikin ara kisi
    ogli kilinmis. Kisi oglinda üze ecüm apam Bumin Kagan
    Istemi Kagan olurmis. Olurupan Türk budunung ilin
    törüsin tuta birmis, iti birmis."

    "Bilge Tonyukuk Boyla Baga Tarkan birle ilteriş Kağan boluyın biriye Tabgaçıp öngre Kıtanyıg yırga Oguzuk öküş ök ölürti. Bilgesi çabışı ben ök ertim."

    Gördüğünüz içinde hiç Türkçe kelime yok. Zaten Türkçe demeye bin şahit ister. Hep yabancı kelimeler ile doldurmuşlar.
    ···
   tümünü göster