1. 1.
    +1
    Bu sözü küçüklüğümden beri hatırlarım.
    Çoğumuz, bu sözü duyarak büyüdük. O yıllarda bu sözün manasını anlayamamıştım. Kendi kendime sorardım; Erkekler ağlamaz mı, yoksa ağlamamalı mı? Bir türlü buna karar veremezdim.
    Daha sonraki yıllarda, okudukça, dinledikçe ve yeni şeyler öğrendikçe, bu söze daha farklı bakmaya başlamıştım.
    Mevcut bulunduğunuz konumunuzdan veya özel bir sebepten dolayı, kalabalık içinde yalnızlık çektiğinizi hissettiniz mi hiç?
    Sebep ne olursa olsun, bazı şeyleri isterseniz de kimseyle paylaşamadığınız anlar olmadı mı hayatınızda?
    içiniz kan ağladığı zamanlar bile, tebessüm etmek zorunda kaldığınız zamanlar olmadı mı?
    Kısaca, siz hiç ağlamadınız mı?
    Yoksa erkekler ağlamaz mı?
    Görünüş ne kadar öyle olsa bile, işin aslı çok farklıdır.
    Mesela, bazı hatıralardan okumuştum: Adnan Menderes’in sürekli gülen o yüzüne karşı, bazı anlar kendisini yalnız hissettiği ve bir odaya kapanıp hıçkıra hıçkıra ağladığı rivayet edilir.
    Yine, Turgut Özal’ın, bazı zamanlar bir köşeye çekildiği ve kimsenin görmeyeceği yerlerde sıkça ağladığı anlatılır.
    Eski bir dostum anlatmıştı. Kendisine, devamlı mütebbessim olduğunu, bu güzel huyu nasıl kazandığını sormuştum. Verdiği cevap, gerçekten anlaşılır cinsten değildi:
    — Arkadaş, biz gece ağlar, gündüz güleriz... Demişti o zamanlar...
    Buyurun, anlayan varsa, beri gelsin...
    Neden? Neden? Neden?
    Kalabalıkta yalnızlık çekenler... Bazı şeyleri, kimseyle paylaşamayanlar...
    Her şeye rağmen, devamlı tebessüm edenler...
    Onlar, yalnız iken, ağlar... Fakat onlar, hep yalnızdır...
    Onlar, “ Erkekler ağlamaz “ ile yetişmiştir.
    Ama YETER!
    ERKEKLER AĞLASIN artık...
    ···
   tümünü göster