1. 26.
    0
    beşinci günün sabahında barış artık hocayı bu halleri yüzünden tokatlayıp silkelemeye başlasada hoca hiç tepki vermeden kan kardeşine hak versede geri dönemeyeceğinin bilinciyle olanlara razı olmuştur çünkü artık etraftaki eş dost korkmaya türlü türlü şeyler uydurmaya başlamışlardır hatta birisi hocanın başında bi musallat olduğunu ve onların yüzünden gülemediğini konuşamadığını ortaya atmış ve mahalleli inanmak istemesede tedirgin olmuşlardır arkadaşları ne kadar hocayı sevsede bi endişe içinde ona ne kadar az yaklaşırsak o kadar iyi bilinciyle hareket etmeye başlamışlar ve tüm aksilikler bir yana hocanın ailesininde kulağına çalınmış bu olay ve haklı olarak çocuklarının bu halleri onlarıda bişeylere düşünmeye itmiş ne kadar tedirgin ve korku içinde olsalarda hoca onların evlatlarıdır ve gerekirse hiç gözlerini kırpmadan canlarını ortaya koyacak durumdadırlar ama oğullarınada bişey belli etmek istemezler üç beş soru sorduktan sonra sıkılmasın diye konuyu değiştirirler yemekte ağızlarını açmazlarmış ki tek öğüne düşürdüğü yemeğide konuşup ona zehir etmek istememişler , bu sefer hoca ritüelleri esnasında sesler duymaya başlamıştır camlar kapalı olduğu halde rüzgar uğultuları sanki kavgayı andıran çığlıklar duymuştur duysada devam edip ritüeli tamamlamıştır artık uyku ve uyanıklık arasında ince bi çizgide bulunan hoca karamsar korku dolu kasvetli rüyalara alışmış ara ara uyanıp sabah ezanına ne kadar kaldı diye kontrol etmeye başlamış çünkü tek rahatladığı nokta sabah ezanı il akşam ezanı arasındaki o süreymiş.
    ···
   tümünü göster