-hoşbuldum nalan hanım da sen daha hazır diil misin

+ ben hazır diiilim ama kahvaltı hazır

Mutfaktaki masanın üzerini nalan donatmıştı sanki.

- Ooo ne zahmet ettin be nalan bu kadar kim yiycek bunları

+ olsun sonra beceriksiz dersin falan

Sen beceriksiz olsan nalan, bütün dünyadaki bütün hamarat kadınlar toplanıp sana hizmet etse güzelliğinin değerini, karşılığını veremez. Sen beceriksiz olsan nalan, dünya bu kusurunu kapatmak için yeni mucitler çıkarmak için doğum oranını arttırır.

- Ellerien sağlık ama çay var dimi

+ ilk önce çayı yaptım zaten sen seviyosun diye bakalım benim çayımı beğenecekmisin

Ceketimi çıkarıp masaya oturdum. Nalan büyük bi ihtimamla, sanki çok ağır bi misafir ağırlıyomuş gibi hareketlerle, özenli biçimde çayımı doldurdu. Önüme kupayla getirdi.

- Ya su bardağı yokmuydu

nalan bozuldu sanki biraz, kırgınlığı yüzünden okunuyodu. Hiçbişey demeden kupayı önümden aldı.

- Sen neye bozuldun bakıyım

+ yok bişey

- Nalaaaan

+ ya ben bu kupayı senin için yaptırmıştım. Ofise getircektim sonra cesaret edemedim. Başka bi fincan aldım getirdim

-getir bakalım nasıl yaptırmışssın

+ yok yok sana su bardağıyla veriyim

- Hadi nazlı nalan getir içerim kusura bakma farketmedim

Nalan’ın mavi gözleri parlıyodu tekrar. Birazda heyecanlanmıştı. Kupayı önüme bıraktı. Elime aldım etrafını çevirdim. Bembeyaz kupanın üzerine m ve n harflerini çok ilginç ama çok güzek bi biçimde işlemiştirdi. Bu kızın estetik duygusu da kendisi kadar estetikmiş gerçektende. Biraz inceleyerek parmaklarımı işlemenin üzerinde gezdirdim istemsizce. Nalan’ın beni izlediğini farkettim, kafamı kaldırdım.

- Ne güzel yaptırmışsın böyle

+ ben çizdim beğendin mi

- Çok güzel olmuş gerçekten hayran kaldım

Nalan kendisine çoook istediği oyuncak alınmış gibi izliyodu. Gözlerinin içi parlıyor heyecandan elleri titriyodu.

- Ama iyiki getirmemişsin ofise m n falan yanlış olurdu.