-
601.
+11 -2nalan gittikçe taşlaşan kalbime işliyodu sanki gizli gizli, annelerimizin iğne oyası nakışları gibi geleneksel ama bi o kadar da kuvvetli. bişeyler yapmam lazım ama ne.
kendimi işe güce verdim ki nalan ı düşünmekten kurtarayım kendimi. yapılacak işleri ertesi gün üniversite finalim varmış gibi hırsla telaşla yapıyodum. işten kafamı kaldırdığımda öğle arası vakti yaklaşmıştı. son kısımları tamamlayıp ofise çıktım tekrar ki nalan dışarı çıkacakken birlikte çıkabileyim. saçma sapan şeylerle uğraşıyodum ofiste dolaşırken. en son yeni gelen fotokopi makinasının özelliklerini imnceliyomuş gibi kurcalamaya başlamıştım hem burası nalanı net gören yerlerden biriydi. arada kafaasını kaldırdıkça gözgöze geliyoduk ama sert tavırlarla kaçırıyodu gözlerini benden.
artık herkes masasından birer ikişer kalkmaya başlamıştı. nalan da hazırlanıp çıkmak üzereydi. ofisten diğer çalışanlarla birlikte asansör bekliyolardı bende vaktin geldiğini yeni anlamış havasıyla asansöre ilerledim. kendi aralarında konuşuyolardı nerde yiyoruz yemeği gibisinden.
içlerinden yalaka bi tip "yemeğe birlikte gidiyoruz arkadaşlarla siz de gelmez misiniz bizimle" dedi. "yalnız yemeyi sevmiyorum zaten seve seve" diyerek katıldım onlara. bu uyuz adamı yemekte de mi çekicez ifadeleriyle birbirine göz teması kuranları hissedebiliyodum. olsun kalabalık da olsa nalanla birlikte yemeğe gidiyoduk işte fena mı?
başlık yok! burası bom boş!