-
576.
+10 -1bi anlık da olsa yaşadığım o duraksama da nalan'ın güzelliğine methiyeler diziyodum içimden. öyle ki içimden geçirdiğim nalanın güzelliğini öven kelimelerin tamamı anlamsızdı. napıyosun sen bana be nalan napıyosun?
- oo nalan hanım bugün görünmüyosunuz ortalıkta nasılsınız
+ çalışıyorum
başını bile kaldırmaya tenezzül etmemişti. dün karşımda kuş gibi titreyerek aşkını itiraf eden küçücük kız büyümüş işiyle dövüyodu beni sanki.
- görüyorum da bugün işlerimiz bu kadar yoğun değildi sanıyorum atladığım bişey mi var?
+ uzun zamandır dağılmıştı işlerim onları toparlıyorum
uzun zamandır yaşadığın incinlığı bu sabah toparlamaya karar verdin yani nalan. nasıl peki bana soğuk davranarak, kaçan kovalanır taktiğini bana çakarak mı toparlayacaksın?
- bu ofiste işler tek kişiye bağlı değil nalan hanım rahat çalışın biri işini ekgib yapsa bile diğeri tamamlayıp devam edecek yormayın bu kadar kendinizi
çalışanımı motive etmeye çalıştığım standart cümlelerdi bunlar dışardan bakanlar için ama nalan'ın bu cümleleri kafasında evrimleştirerek algıladığının da farkındaydım. o an sinirle kafasını kaldırdı. muhtemelen içindeki hırsı boşaltacaktı. aslında ben kaşınmıştım ama ofisin ortasında bu rezilliği nasıl kapatacaktık?
bi an içimde bi ürperti hissettim o kalem kaşların altındaki mavi gözler ateş saçıyodu sanki sinirden. bakışları içimde derinlerde biyeri. o an vereceği tepki üzerine napıcamı bilmiyodum ki imdadıma küçük stajyerimiz ceren yetişti.
başlık yok! burası bom boş!