1. 1.
    0
    göz kapakları epifiz bezi'nin salgıladığı melatonin'e tam yenik düşmekteydi ki son çektiği sert fırt kendisine getirdi kendisini. zaten biyoritmide iyiyce gibilmişti. sahi düzelir miydi bu sefer istanbula gidince senelerin gibe gibe yıpratamadığı o haşin uykusuzluğunu.o değilde yarın istanbula kim gidecekti, anasını gibiyimdi tam durum. içindeki ekşiciyi dışarı çıkardıktan sonra düşünüp ufak bir policilik oynadı kendi kendine. starlingten istanbula pamukkaleden bilet bulabilmek içini bir nebze olsun rahatlatıyordu.o minnoş muavinler, kuş tüyü koltuklar düşüncesi uykunun anasını gibeyim yarın otobüste uyurum diye düşünmesine sebep olmuyor da değildi. dinmeliydi yağmur, yağmuru düşünmemeliydi. felsefikti yağmur, kasvet demekti, güneşten daha samimi olsa da insanı derinlerde bir yerlerde tribe sokuyordu. hele ki en sabaha karşı yağanları.'hadi dıbınasoktumun imamı, oku şu ezanı da güneş açsın' diye geçirdi içinden sanki güneşin açması imamın ezanı okumasına bağlıymışçasına
    ···
   tümünü göster