1. 1.
    0
    neden yağmur yağardı diye düşündü bir müddet. denizlerden,kanalizasyonlardan, yerden suyun buharlaşması havada yoğuşması sonra yer yüzüne tekrar yağmur olarak geri dönmesi.su olsam üzülürdüm diye geçirdi içinden, taktan bir döngünün içerisinde milyonlarca kez ayrışıp yoğuşmak. gerçi adem aileleri de pek farklı sayılmaz. sanki yağmurun nasıl yağdığını söyledi gibi geldi kendi kendine, nedenini değil.bir çok insanın neden yağmur yağıyor sorusuna cevabının bu olduğunu iki şahin gözü iki köpek kulağıyla duyumsamıştı halbuki. insanların çok fazla yanlış cevap verdiğine inandı bir an,bundan daha da çok yanlış soru sorduğuna.o'nca en önemli soru neden idi. neden sana nefesi verebilirdi, nasıl değil. nitekim zamane çağın insanı 'nasıl' sorusuna öyle alışmıştıki kim veya nerede veya neden diye bile sorulduğunda işin nasılı anlatılır olmuştu, nasıl hepsini kaplar hale gelmişti ne yazık. lakin bunlar değilmiydi ortaçağ karanlığının ananesini gibeyim diyenler. fakat bir gerçek vardı ve yağmurun toprağın artık anasını gibiyor olduğu gerçeği inandığı bu gerçeği değiştiremezdi. yağmur kongolo çiftçi akinnouye ajel mokoko'nun tarlasının suya ihtiyacı olduğu için yağıyordu, döngü ise sadece bir araç. fakat zamane insanları liseliydi, bunu göremeyecek kadar putperest, araca amaçcasına tapacak kadar hudapuştlardı. döndü,daşşaktaki sigara başlığı içindeki nikotin canavarını uyandırmıştı. usulca sigarasını yaktı tekrar.bu günler pek usuldu, biraz gandhi okumaktan vazgeçmeli diye düşündü
    ···
   tümünü göster