1. 2026.
    +18
    eve döndük tramvayda uyuklayarak. müzik dinledik tek kulaklıktan. bildiğin sarmaş dolaş döndük eve yorgunuz ama sarhoş gibiyiz. hoşuma gitmedi değil
    bu tramvayda da üstüme yattı uyudu. ara ara uyanıyor farkediyorum, gözünü yavaaaşça açıyor, parlaklıktan anlıyorum. bana bakıp kapatıyor uyuyo numarası yapıyor.
    topkapıya gelince uyandırdım, "pardon, uyumuşum farkında değilim" dedi. anladım o zaman hoşlanıyor.

    eve geldik, telefonu uçak moduna almıştım selin gibertme yapmasın diye, 10 tane mesaj atmış. aşağı yukarı yazdığı şeyler şöyle :

    "skh neresin?"
    "evde yoksunuz, geziyomusunz?"
    "skh benden çok gezer oldun kuzeninle.."
    "biz nası sevgiliyiz ya!!!"
    "sevgili miyiz yada.."
    "cevap vercek misin"
    "telefonu açmıyosun şarjın bitmiştir belki"
    "sen şarjsız biyere gitmezsin skh korktuğum başıma mı gelicek cevap veer!!!"
    "sıkıldıysan benden söyle, sende rahatla ben de rahatlıyayım."

    mesajları inadına izele gösterdim. kız izelden güzel bide. izel de kıskanmıyor değil. okurken ikimiz de kahkaha attık. allah ta selini güldürsün karnımız ağrıdı yolda.
    eve geldik klimayı açıp attık kendimizi koltuklara. ölüyoruz yorgunluktan ,köpek bacağı yemiş gibi gezdik bütün gün. teşekkür etti güzel gün geçirdim vs. zırvaladı biraz.
    ağırdan aldım, yok ya olurmu falan filan demedim. gittim hemen çayı da ben yaptım. yemeği de elimden geldiğince ben hazırladım.

    bu şey gibi, hani bi adama çay ısmarlarsın. muhabbet ederken adama bi teklif verirsin, kendini sana borçlu hisseder çayını içiyor ya o an. reddedemez hani.
    o pgiboloji, benim hazırladığım sandiviçleri yiyor, çayımı içiyor. bütün gün gezdik günü de güzel geçti. kendini bana borçlu hissedecekti. ben de azdırmak için
    elimden geleni yaptım, dokunma merdivenini bitirmek üzereydim.

    +nası yorulmuşuz ya
    -eveet aynen, bacaklarım tutmuyor
    +sana bi masaj yapıyım
    -gerek yok sağol
    +bacaklarına değil be :D
    -ne? :D

    +öyle değil, boynuna iyi gelsin diye .. ( yavaşça yanına yaklaştım, elimi ensesine atıp okşamaya başladım, o sıra saçıyla oynuyordu o da. elleri köpek gibi havada kaldı omzunun hizasında. sonra yavaşça indirip aşağı eğdi başını hafiften )

    okşadıkça okşadım. saç diplerine de değiyordum. artık baştan çıkmıştı biliyordum. sıra geldi öpüşmeye. bunu da yaparsam gibiş bu akşam garantiydi.
    tabi selin yine gelmezse. ne oluyordu lan? hemen selinden soğumuş gibi izele atlıyordum? çünkü izel sade bi güzelliğe sahipti.
    Tümünü Göster
    ···
   tümünü göster