1. 1.
    +1 -1
    gelin lan geri zekalılar, vatan millet deyip pc başından zütünü kaldırmayanlar, siyasi olarak kürt hareketi nasıl eleştirilir hadi size onuda göstereyim. klavye'de bordo berecilik oynamak nereye kadar değil mi



    Öncelikle şu husuna dikkatli bakmak gerekiyor. Sovyetlerin dağılışından sonra, Pkk’nın bayrağınından sosyalizm sembollerini çıkartması. Ve her geçen gün şovenist tavırlar sergileyerek, günümüze kadar gelmesi ‘’Ezilen halkın milliyetçiliği olmaz’’ gibi sözlerle kendine savunma mekanızması bulması. Avrupa birliği furyasına katılmaları, Kürtler özgür olmadan hiçbir sorun çözülmez tezi (anti-marksist). Son dönemde açılım süreci denilen zırvalıkla, önce Faşist Akp diktatörlüğüyle işbirliği yapmaları onla da yetinmeyip, Selahattin Demirtaşın Abd’ye gidip, ‘’çözüm süreci masasının başında Abd olmalıdır.’’ Gibi sözler sarfetmesi. Tamamen ve tamamen kürt hareketinin marksist çizgiden koptuğunun ve liberallizm ile pragmatist dünya görüşüne saptanmaları gayet açık görünmektedir.

    Peki geçmişten günümüze kürt hareketi nasıl bir yol izlemiştir, Kürt sorunun genel durumuna değinelim.

    -Günümüzde kürt hareketi daha karmaşık ve uluslar arası boyut kazanmıştır. Bu uluslar arası boyut iran , Irak , Suriye ve bir çok yerde süren kürt hareketi ve mücadelesidir.

    Kürt hareketinin dilinden düşürmediği bir noktaya daha değinirsek .
    Yani
    ULUSLARIN KENDi KADERiNi TAHiN HAKKI

    --Sovyetlerin çözülmesi sonrası dönem--

    Bu dönem ilerici burjuva demokrasi devrimi diye bir şey tamamen ortadan kalktı. Burjuvazi dünya genelinde diktatörlüğünü kurduğudan artık devrimci bir vasıfının olması söz konusu değildi. Aynı zamanda Kapitalizm’de ömrünü doldurmuştur. Ölmekte olan düzeni sürdürmektedir.

    Bu dönemden sonra UKKTH emperyalizmin taktiği, sömürgeciliği sürdürmek için seçtiği bir yol olmuştur. Kısa tanımıyla böl-parçala-yönet

    UKKTH’e enternasyolanist bakış açısıyla baktığımızda Enternasyonalizm’in en doğru tanımı ; Marksist Leninist görüşte dünya devrimlerine giden yoldur.
    Asla, Farklı halklarla empati yapma onların sorunlarını anlamaya çalışma değildir.

    ---Kürt meselesine Bizim tavrımız nedir--

    I. Ve II. Dünya savaşından sonra bu coğrafyada uluslaşma süreci oldu. Arap halkları kendi arasında uluslaştı. 19.yy’de başlayan kendi ulusunu oluşturma furyasına Kürtler katılmadı onu kaçırmış oldu.
    Uluslaşma hareketi kürt halkına geç gelmesi coğrafik olarak kapitalizmin yoluyla bağdaşmıyordu.

    Kürt halkına antik tomlumsal, aşiret hukuku vardır. Direk feodalizme bağlanmaz ama feodal özellikler barındırır.
    feodallerle cumhuriyetin ilk yıllarında burjuvazi ilişkiler kurmuşlar. Toprak reformları yapılmamış. Ağır sanayi bölgeye gitmemiştir. Bu coğrafyada geri bırakma kasten uygulanan bir tarife olmuştur.

    Cografyada ki geri durum göçmen kürt emekçisi yaratmıştır. Bu işçiler ucuz emeği temsil etmişlerdir. Sömürülmüşlerdir. Tüm marksist-leninist'ler gibi, artı ürünlerine el konulan bu işçilerin haklarını savunmakta bizlere düşmektedir.

    1960’larda TiP’de , Türk Solu ve Kürt Solu’nun beraber en iyi çalıştığı dönem olmuştur. Sosyalizm en iyi ortak çalışmasını sergilediği ve veriminin en yüksek olduğu dönem 60’ların tip dönemidir.

    Kürt hareketinin başlangıcı ve Sonrasındaki yoluna değinirsek

    kürt ulusal hareketi yoksuk köylü hareketi olarak başlayıp, feodal burjuvazi hareketine dönüştüğünü çok açık bir şekilde görürüz. Sovyetlerin dağılısından sonra 1990’ların legal kürt partilerinin programlarına baktığımızda bu programlarda sosyalizmle ilgili izler bulmak mümkün değildir. Serbest Piyasa , Kapitalizmin inşa izleri taşıması tamamen liberaller tezlerdir. Kürt hareketinin Liberalizmle entegre olduğunun açık kanıtıdır. Emperyalizm içinde bağımsız bir bölgeden başka hiçbir işe yaramaz bir programdır. Sosyalist tezlerle uzaktan yakından alakası yoktur. Tamamıyla Liberal tezlerdir.

    Bu tezler arasında göze batan, en açık liberal tez ise: Avruğa birliği furyası gibi tezlerdir.


    Bizim kürt sorununa yaklaşımımız Kürt hareketinin sırt döndüğü yoksul kürt halkının sorunlarını çözme üzerine kuruludur.

    Genel itibariyle geçmişten bu güne Türkiye’nin aldığı tavıra değinirsek.
    Birinci Cumhuriyet Misak-i Milliye bağlı ilerici bir cumhuriyet diyebiliriz.
    ikinci Cumhuriyet ise, Sınırları belirsiz tuhaf bir hal almış. Liberallizmin pragmatist felsefesiyle, fayda nereden gelirse gelsin. Her yol mübahtır, bakış açısı taşımaktadır.
    ikinci Cumhuriyette kürt ulusal hareketi ve Akp tüm liberal tezlerinde ortak hareket etmektedir.
    T.C’nin 1923’teki anayasa’sına karşı ortak tutum sergilerler ve beraber liberal tutumlarla aynı yolda hareket ederler.

    Kürt ulusal hareketi şuan için Akp destekli bir harekettir. Lakin Akp bittiğinde , Pragmatist bir oluşum olduklarından yeni gelecek iktidara oynayacaktır.
    Kürt hareketi faydacı , liberal tutum sergilediğinden dolayı, Akp yada başka bir parti fark etmez, güç kimdeyse kendi faydası için onunla ortak hareket edecektir.

    Yarının Türkiye’sinde bizler tarafından sosyalist bir devrim gerçekleşmesi yahut, Sosyalist bir devrimin gerçekleşmesi gücü bir kanı oluşturması durumunda . Kürt hareketinin bize destek vermesi şaşılacak bir durum olmaz.
    ···
   tümünü göster