1. 51.
    0
    başlayalım o halde... ama başlamadan birkez daha söylemekte yarar görüyorum. bahsini ettiğim bilgi ve belgelerin tamamı devletin elinde var! yani "tapecilerin tapeleri" istihbarat birimlerinin elinde ve bunlar yeri ve zamanı gelince ortaya çıkacak!

    • **

    tarih 16 aralık 2013!

    operasyonun düğmesine basılan ilin emniyet müdürü'ne bir telefon geliyor. telefondaki sesin sahibi tanıdık biri... lafı hiç dolandırmadan tüyler ürperten o sözleri söylüyor:

    "yarın sabah türkiye cumhuriyeti'nin başbakanı tarihe karışacak. yargı ve polis gerekli bütün hazırlıkları yaptı. telefonunu kapat ve kaybol, git!"

    duyduklarına inanamıyor müdür! "siz çıldırmışsınız! bunu yapacağımı, bu söylediklerinize izin vereceğimi nasıl düşünürsünüz?" diyor hiddetle!..

    karşısındaki kişi oldukça sakin bir şekilde sözlerine devam ediyor:

    "ailenden birinin kimlerle neler yaşadığı bilgisi ve görüntüleri sadece sana gelmedi. o görüntü ve bilgiler bizim elimizde de mevcut. sen dirensen de bu operasyon yapılacak. türkiye'de bir devir kapanıyor. o devrin suçlularından biri olarak cezalandırılmak istemiyor ve kızın yüzünden insan içine çıkamayacak hale gelmek istemiyorsan bugün mesai saatinden sonra telefonunu kapat ve kaybol git!"

    o konuşmadan 11 buçuk saat sonra operasyon başlıyor. bakan çocukları, halkbank genel müdürü, rıza zarrab, ali ağaoğlu ve fatih belediye başkanı'nın evleri ardı ardına eşzamanlı operasyonlarla basılıyor.

    kabinede operasyondan ilk haberdar olan içişleri bakanı muammer güler. oğlu barış güler'in kendisini arayıp, "baba polisler evi bastı ne yapayım?" demesi üzerine hemen istanbul emniyet müdürü'nü arıyor ancak hiçbir telefon numarasından ulaşmayı başaramıyor!

    o gün istanbul emniyet müdürü'ne 17 saat boyunca hiç kimse ulaşamıyor. vali hüseyin mutlu, köşe bucak müdürü arıyor ama o da bir türlü ulaşamıyor!

    operasyonun detayları hakkında sabah saatlerinde bilgi sahibi olan erdoğan operasyona operasyonla cevap veriyor:

    "müdür'ü derhal görevden alın. yarın sabaha kadar görevinin başındaymış gibi bulunsun. hiçbir şeye müdahil etmeyin. selami altınok'u istanbul'a getirin!"

    operasyonların devam edeceğini bilen erdoğan'ın ikinci hamlesi ise operasyonlara çifte denetim getirmek oldu. bir önceki operasyonu başsavcı'dan gizleyerek yapan savcı ve polislerin emniyet müdürü ve başsavcı'nın onayı olmadan yeni bir operasyon yapmasının önüne geçildi.
    Tümünü Göster
    ···
   tümünü göster