0
ben ilkokul 2-3'e kadar normaldim. komik, sevimli, afacan, sıcakkanlı. ama yine de dışarıdaki insanlardan korkardım. bir keresinde bakkala gidememiştim sokakta kazı çalışması var diye, abim zütürmüştü. o gün (daha ufacığım) hatırlıyorum aile bireylerimden birisi ne biçim erkeksin gibi bir laf etti.
bunu bi kenarı yazıp hayatıma devam ettim. muhtemelen aynı senelerde (ilkokul 2-3) sınıfta kendini bi tak sanan şişman bi çocuk vardı sürekli laf sokardı sataşırdı itip kakardı ama o da aslında hanımevladıydı. cüssesine güveniyordu, bende de biraz çekingenlik olunca o bana laf soktu ben ona laf soktum. o bana arada atarlanınca sesimi çıkarmazdım. bir gün sınıfta kavga ettik bununla. gib kadar boyumla o koca bini dövmüştüm.
ilerleyen senelerde hiç bir şey ve kimsenin dışarıdan göründüğü gibi olmadığını anladım. dış görünüş önemliydi, ama önemli olan içi dolu bir kap olmaktı. cilli oynama çağlarında bende bunun için uğraştım. bocaladığım dönemler oldu. örneğin bütün cillilerimi kökülürdüm ama kimseye çaktırmadan gider marketten tekrar alırdım, gizli bi yerde asfalta sürterdim eski görünsün, kimse kaybettiğimi anlamasın diye.
bocalama bittikten sonra azim işinde başarılı olduğumu kendine kanıtladım. artık daha büyük oyunlar dönüyordu sokakta. kemer oyunu, bayblade, saklambaç, gol atan kaleye, aylık vb... bu oyunları oynarken -şimdi düşününce hatırlıyorum- liderlik vasfını üstlenmeye çalışırdım hep. bebeklikten bir arkadaşım vardı çingene. çocukken çok kral adamdı yediğimiz içtiğimiz ayrı gitmezdi. bunun bize verdiği özgüvenle sokaktaki olmazsa olmaz çocuklar olmuştuk. bayblade turnuvası düzenleyip 1 saat internet cafede oynayacak kadar para kazanmışlığımız bile vardır. neyse... maç yapılırken takımımda olucak kişileri ben seçerdim. ama en güçlüleri almazdım bilerek. 2 takımı da eşit dağıtmak isterdim ki rekabet olsun.
gel zaman git zaman ilkokul bitti lise başladı. kaldım tek başıma. geçtim liseye sakallı sakallı çocuklar... benden 5 yaş büyük gösteriyor ve sözümü geçiremiyorum. kriz anlarında en uygun müdahaleyi yaparak, ortamdaki beyin takımına adımı yazdırmıştım. artık 4 kişi takılıyorduk, 1 tanesi okuduğum lisenin bulunduğu bölgede "yerli" vatandaş olduğundan taşşağımız da vardı.
ama karı kız mevzuları... lise 1-2-2(sınıf tekrarı)-3 hala sakallarım çıkmıyordu. kızların büyük gösteren erkeklere yöneldiğini düşünmek gibi bir hata yaptım. bir kaç kitap okuyarak, araştırma yaparak bunun tiple alakası olmadığını öğrendim. tipsiz değildim yakışıklıydım. lise 2'den sonra boyum da uzadı. saçlarım ince telli olduğundan rüzgarda güzel savrulurdu. mevzu vücut dili ve özgüvenle alakalıydı. çocukluğumdaki özgüveni yakalamak için kendimi eğittim, sonunda yakaladım. o sene lisedeki abartısız söylüyorum en huur kız her tenefüs gelir yanıma yanaşırdı. çaktırmamaya çalışarak vücudunu bana sürterdi kantinden bişeyler ısmarlardı.
sonra lise bitti üniversite devam işte nabayım amk
edit: maddi durumumuz iyi değildi denemez. sadece kira vermediğimiz için kıt kanaat geçiniyorduk. oyuncaklarımı günlük harçlıklarımı bitiktirerek alıyordum. çocuklukta toplasan 3-4 tane kendi kıyafetim olmuştur, gerisi abimin. hiç kendime özel bigibletim olmadı. 1 tane oldu küçüktü o da, modifiye yaparak açığı kapattım. araba şuan bile yok zaten. telefon melefon lise 2 de gördük vs vs
--true story--
Tümünü Göster