1. 1.
    0
    Gözlerimin hemen önünde erkekliğim körpe bir kısrak gibi kıvranan sevgilimin kalçaları arasında kayboluvermişti. —Ohhh! Çok güzel. Sokmaya başla durma ne olur, hadi erkeğim hadi! Bembeyaz kalçaları sıcacıktı. Ellerimle bu yuvarlakları yoğururken kemik gibi olmuş aletimle aşkımın en derinlerine darbeler indiriyordum. Her vuruşumla zaten daracık olan kabinin duvarlarından kendini iterek kalçalarını bana yaslıyordu. Avuçlarımın kırmızı izler bıraktığı kalçalarını her yükselttiğinde kendi kadınlık suları ile parlayan aletimi görerek iyice azıyordum: —Durma sok! içimdesin işte sonunda. Evet, bastır! Geçir bana! Ohhh, ohhh! Mutlu et, düz beni! Artık omuzlarından tutmuş her seferinde en derinlerine kadar gidiyordum. Aletimi benim için yanan sıcacık mabedinin en dibine dayadıkça en sonunda elini aşağıdan uzatıp taşaklarımı sıvazlamaya başladı. Bu noktadan sonra adeta kendimi kaybetmiştim. Alnımdan damlayan ter damlaları Selin’in kalçalarına, sırtına damlıyordu. Artık ritmimizi bulmuştuk
    ···
   tümünü göster