1. 26.
    -1
    Müslümanlar Kur’an’nın Allah tarafından Cebrail aralcılığıyla muhafazid’e vahiy yoluyla indirildiğine ve Kur’an’ın tek harfi bile değişmeden günümüze kadar geldiğine inanırlar. Bu inançlarını dayandırdıkları kaynak yine Kur’an-ı kerim’dir. Yani iddia ve iddia’nın kaynağı aynıdır. Bu konu üzerinde yaptığım araştırma ve incelemelerin sonucuna göre bir değerlendirme yapacağım. Objektif olmaya özen göstereceğim.
    Müslümanlar’ın Kur’an-ı Kerim’in tek harfinin bile değişmeden günümüze kadar sapasağlam geldiğini dayandırdıkları kaynağın yine Kur’an-ı kerim olduğunu yazmıştım. Şimdi o ayet’e bakalım;
    Hicr suresi 9. ayet
    إِنَّا نَحْنُ نَزَّلْنَا الذِّكْرَ وَإِنَّا لَهُ لَحَافِظُونَ
    Şüphesiz o zikri (Kur’an’ı) biz indirdik biz! Onun koruyucusu da elbette biziz.
    Bir iddia’ya cevap vermek için Kuran’dan bir ayet göstermek geçersiz bir yöntemdir. Çünkü değişmediğini ispatlamak için değiştiği şüphesi olan(ki eldeki veriler değiştiği yönünde) Kur’an’dan bir ayet ile açıklamak akla yatkın bir yol değildir. Kur’an’ın değiştiren(bilerek veya bilmeyerek) kişi veya kişiler değişmediğini vurgulamak ve ispatlamak için böyle bir ayeti Kur’an’ın içine koymuş olabilir.
    inançları dogmatik yapanda budur. Düşünmek ve sorgulamak, eleştirmek yasaktır. Zaten düşünmeye başladığınız zaman o inancın akla ve mantığa aykırı olduğunu anlarsınız. Bu aykırılıklardan bir taneside; ‘ Kur’an’ın değişmediği iddiasıdır’
    Ayet ile Kur’an’ın değiştirilmiş olamıyacağınının mantıksızlığını açıkladıktan sonra geriye kalan en önemli ve sağlamlığı daha fazla olan tarih’e bakalım. Daha bilimsel bir yöntem ile kur’an’ın değişip, değiştirilmediğini tarihi detayları iredeliyerek bir sonuç çıkartmaya çalışalım.
    Tarihsel olarak Kur’an’ın kitap haline getirilmesi:
    Kur’an’ın ilk orijinali: Küçük taşlar, deri, ağaç parçası, kemik gibi çeşitli nesnelere yazılıydı. Yakıldı.
    Kur’an’ın ikinci orijinali: Ebubekir döneminde yapılan derleme. Yakıldı.
    Kur’an’ın üçüncü orijinali: Osman döneminde oluşturulan “azmalar”. Bunlar da dünyanın hiç bir tarafında yok.
    Kur’an’ın üçüncü orjinali üzerine:
    Osman döneminde mushaflaştırılan Kur’an’ın orjinalinin bulunmayışı çok tuhaftır. Osman döneminden kalan orjinal bir Kur’an mushafı yoktur, ama Osman’ın dönemindeki kur’an’ın kopyaları -ki en iyimser rakamla 8.yy’a ait bir kopya vardır elimizde(1)- kendi zamanından çok sonrasına aittir.
    Peki Osman ne zaman halifelik yapmıştı?
    644 yılından 656’daki ölümüne kadar, 12 yıl boyunca, halifelik yapmıştır.
    Elimizde ki en eski mushaf en iyimser rakamla 8.yy’la aittir. 8.yy,701-800 tarihleri arasındaki zaman dilimini temsil eder. Osman 644-656 yılları arasında halifelik yapmıştır. Elimizde ki o mushafa göre ve Osmanın halifelik yaptığı zamanı kıyaslarsak; elimizde ki mushafın Osman’ın döneminden daha sonra yazılmış olduğuna varırız. O halde Osman zamanında ki mushafın orjinali yeryüzünde yoktur. Elimizde ki en eski mushaf’ın Osman’ın döneminde ki orjinalin kopyası olduğunu düşünsek bile ortaya bir kaç sorun daha çıkıyor ;
    Elimizde ki mushaf’ın Osman döneminde ki orjinal mushaf’tan kopya edildiğini düşünürsek en iyimser rakamla yaklaşık 50 sene fark var. Orjinal’den kopya edilmiş olsa bu eser neden 50 sene sonrasında kopya ediliyor?
    Cevabı kimse bilmiyor aslında. Elimizdeki verilere göre bir mantık yürütürsek: Kur’an ın orjinali ve/ya orjinalinden kopya edilmiş saf haliyle bir Kur’an mushafı elimizde yoktur. O halde Kur’an ın tek harfi bile değiştirilmemiş bir kitap olması bir yana tamdıbının değiştirilmiş olması bile söz konusudur.

    Şimdiye kadar yazdıklarımı islami kaynaklara dayanarak yazdım ve elimizde ki verileri mantıksal bir süzgeçten geçirdim. Bir sonuca varcak olursak;
    1- Kur’an muhafazid’den çok sonra yazılmıştır ki bu konuda islam’da aynı şeyi söyler.
    2- Elimizde osman zamanından kalma orjinal ve/ya kopya herhangi bir mushaf yeryüzünde bulunmamaktadır.En eski Kur’an mushafı –ki islami çevre Osman zamanından kalma olduğunu iddia eder, matematiksel ve mantıksal süzgeçten geçirdiğimizde bunun olamıyacağını ve olması dahilinde ortaya başka sorunların çıkabilceğini yazdım- 8. yy ‘a ait ve şu an Özbekistan-Taşkentte bulunan koruma altında ki mushaftır.
    3- Kuran’ın tek harfi bile değişmedi iddia’sının sav dahi olamayacağını ve eldeki verilere göre geçersiz bir iddia olduğunu anlamış bulunmaktayız..
    Başka bir bakış açısıyla konuya göz atacak olursak:
    Şimdiye kadar ki araştırmalarda Kur’an’ın orjinalinin bulunmadığını ve elimizde ki en eski Kur’an mushafının 8.yy’la ait bir el yazması olduğunu yazdım. Oysaki güvenlik ve sağlam kalması açısından muhafazid yaşarken kur’an’ı düzgün bir biçimde vahiyin gelme sırasına göre dizmeliydi, ama dizmedi. Peki muhafazid bunu akıl edemediyse, Allah’ta mı akıl edemedi?
    Böylesi önemli bir noktayı gözden kaçırmış olamazlar. Bu sorundan bile çıkarılabilcek bir sonuç vardır aslında. muhafazid’in Kur’an’ı kendi yazmış olması ve önemsememesi.
    Oysaki gerçekten Allah’ın sözleri olsaydı, Allah bu önemli noktayı atlamazdı. Hak din olduğunu iddia ettiği islam’ın en önemli kaynağını yani Kur’an’ın düzgün bir biçimde kayda geçirilmesini muhafazid’e emretmesi gerekirdi.Ama böyle bir emir(ayet) yada başka bir şey yoktur. Buda bize Kur’an’ın tanrısının(Allahın) Kur’an’ın gelecek nesillere ulaşmasını umursamadığını göstermektedir. Ne tuhaftır ki üstelik son din olduğunuda önemle vurguluyor.
    Sonuç: Kur’an’ın tek harfi bile değişmediği iddiası mantıksal ve bilimsel verilerle çelişen, yanlışlanan geçersiz bir iddiadır. Kur’an’ın tek harfi’nin değişmediği bir yana büyük bir kısmının değişmiş olabilceği ihtimali vardır. Çünkü elimizde orjinal bir Kur’an yoktur. Orjinalden kastım muhafazid zamanından kalma bir mushaf yoktur. muhafazid öldükten sonra kitaplaştırma çalışmaları olmuştur ama elimizde yine yoktur ki Ebubekir zamanında ki mushafın yakıldığını hadislerden öğreniyoruz.(2)
    Ayrıca, Kur’an’ın içindeki çelişkilerin nedenlerini buna bağlayabiliriz. islam dininin tüm kaynakları sağlam temellere dayanmamaktadır. Böylesi bir inanca körü körüne bağlanmak ne demektir artık orası sizin sorgulama yeteneğinize kalmıştır.
    Yazımı ömer tarafından söylendiği belirtilen bir rivayet ile bitirmek istiyorum;
    ‘’içinizden kimse, Kur’an’ın tümünü elinde tutuğunu söylemesin. Bunu diyen bilir mi Kur’an’ın tümü ne kadardı, nasıldı? Kesin olan o ki, Kur’an’ın çoğu yok olup gitmiştir. (Bkz. Süyuti, el itkan, 2/32)’’
    ——–
    Mushaf; Kur’an’ın kitap halindeki şeklidir. Tevatür; (dini anlamda) Yalan olarak söylenmiş bir söz üzerine birleşmeleri mümkün olmayan, her zaman güvenilen kimselerin bir haberi bildirmeler– Bir haberin ağızdan ağıza yayılması, yaygın söylenti.
    (1) En eski kur’an mushafı 8.yy’a aittir.Özbetistan-Taşkent’te koruma altında bulunmaktadır.
    (2) Bkz. Buhari, e’s- Sahih, Kitabu Fedaili’l-Kuran/3.
    KAYNAKLAR :
    Turan Dursun-Din Bu,Diyanet işleri başkanlığı kur’an meali,Tdk türkçe büyük sözlük
    Yararlanılan islami Kaynaklar: 1. Buhari, e’s- Sahih, Kitabu Fedaili’l-Kuran, Sahihi Buhari -.Müslim E’s-Sahih,.Ebu Davud, imam Süyuti.
    _Ares
    Tümünü Göster
    ···
   tümünü göster