ekşisözlükte yaşadıklarım

arkadaşlar ilk kez sizinle paylaşıyorum.

4 yıllık çaylaklık tecrübemin ardından yazar olmuştum. inanılmaz kaliteli bir ortamın içindeydim. ladygirl adlı bir yazara varoluşçuluk üzerine girdiği bir entry hakkında mesaj attım. seviyeli sohbetimizi daha rahat sürdürebilmek için msnlerimizi aldık. msn de konuşurken 17 yy.'dan kalma bir eserin aslını göstermek suretiyle yanlış anlamazsa cam açmasını istedim. cam'ı açtı ve sapsarı saçları, incecik narin yüzünü, diri vücudunu gördükten sonra aklım başımda gitti. 2 ay çıktık. çok modern ve elit bir kızdı, her şeye açıktı. yer yer bakireliğe verilen önemi yerdik, kama sutra yaptık taoculuk oynadık.

ardından hannah arendt adlı bir yazarın rönesans dövmecileri adlı bir entrysini okudum. bu kız da hayatını punk felsefesine adamış, bütün yaşantısını bu bilgelik üzerine kurmuştu. bütün tabularını yıkmış, toplumun tüm değerlerine karşı anarşist bir yapısı vardı. onunla her şey üzerine konuşup, maceralar yaşayabiliyorduk. erkek arkadaşı olmasına rağmen arada sırada benim evimde kalıyordu, kız arkadaşlarını da çağırıp maskeli partiler veriyorduk. bu beraberliğim de uzun sürmedi ancak kendisiyle halen daha görüşüyoruz, fikirlerimizi paylaşıyoruz.

daha sonra tampongirl adlı uzun yazılar yazan laik bir kızla tanıştım. toplumumuzun nasıl çağdaşlaşacağına, modernleşeceğine dair yaptığımız uzun sohbetler ardından modern bir şekilde ilişkimiz başladı. ancak lanet olası ağız alışkanlığım yüzünden hakeme allah belanı versin deyince, ideolojisi yüzünden beni orada terketti. kendisiyle bir daha görüşmedik.

teşekkürler..