1. 26.
    -1
    18. ölümden sonra yaşamın çelişkilerinin düşünün

    i̇nsanı ele almadan önce dünyadaki diğer canlıları değerlendirelim. tek hücreli bir canlının ölümü, hücredeki kimyasal reaksiyonların durmasıdır. çok hücreli organizmaların ölmesi de, organizmadaki hücrelerin tamdıbının ölmesidir. bu gerçekler etrafında bakılınca, bir insanın, bir köpeğin, bir sineğin veya bir bakterinin ölümleri, benzer şekillerde gerçekleşmektedir. oysa bakteriler, köpekler veya sineklerin ölümden sonra yaşamları olduğuna, onların da cennete veya cehenneme gideceğine inanan fazla kişi yoktur. ama iş kendi yaşamlarına gelince, insanlara ölümden sonra yaşam pek cazip gelmektedir. bu aşamada, insan yapımı bir kavram olan ruh devreye girmektedir.

    meteorolojik bilgisizlik içinde, çakan şimşekleri ve yıldırımları zeus’un fırlattığını zanneden ilkel insanlar, aynı şekilde fizyolojik bilgisizlik içinde kendi vücutlarının da bir ruh tarafından idare edildiğini zannetmişlerdir. genel inanış, ruhun yaşam boyunca vücudun içinde bulunup onu yönettiği, ölünce de vücuttan ayrılıp başka yere gittiği biçimindedir. bu açıklamalar cahil insanların ve çocukların kolayca anlayabileceği düzeydedir.

    ancak günümüzde biliyoruz ki, yıldırımlar ve diğer gökyüzü olayları bilimsel olarak açıklanmıştır. ruh ve beden kavramı da bilimsel olarak açıklanmıştır. bilimsel açıdan, ruh yoktur. i̇nsan vücudu içinde, diğer hayvanlarda olmayan özel bir “ruh” organı olmadığı gibi, insan öldüğü zaman vücuttan ayrılıp başka bir boyuta giden organ da yoktur. i̇nsan hayatı boyunca yapılan tüm yaşamsal aktiviteler, nefes almaktan başlayıp âşık olmaya kadar, kimyasal ve biyolojik süreçlerle açıklanmıştır. bu süreçler, ölümsüz bir ruh tarafından değil, beyin tarafından yönetilmekted
    ···
   tümünü göster