1. 1.
    0
    boş radyoyu hatırlayanlar bilir orada da anlık şiirler yazardım. radyo için bir şeyler karalamıştım onu da paylaşayım sizlerle.

    işten çıkmış yağmurlu bir nisan akşamında başını arabanın cdıbına dayamış bir eli de direksiyonda eve doğru giderken dinlediğim radyoda çalan sessiz şarkının dinginliğini görüyorum anılda. Sadece sesini duyduğumuz yayıncının yüzünü hayal ederiz ya. Aynı şekilde hayallere dalıyorum boşradyoyu dinlerken. Duyguların kelimelere yansıtıldığı şiirleri hor gören edebiyatçı kardeşlerimizi de rastlıyoruz evin yolunda. Arabanın cdıbına çarpan bir yağmur damlasının sesiyle irkiliyorum yeniden. Kuyuda kurtarılmayı bekleyen tomylerin sesleri geliyor bir yandan. Diğer yandan albayın kızı onu diskoya zütürmemi bekliyor. Eve vardık sonunda. Boş adamın ruhumu doldurduğunu hissederek arabadan iniyor ve benden çikolata bekleyen kızıma sarılmak istiyorum.

    Muzip kelimesinin en çok yakıştığı radyo programı bosradyo
    Rokaların yeşilliğini arttıracak tatda bir boşluk var burda
    Hayim gibi düşmeye meraklı nazlı insanların olduğu bir yer burası
    Bende düşüyorum
    Arafta yıllarını geçirdiği halde
    Hala aynı yerde olduğunu sanan bir bebek gibiyim
    Boşluğu hissetmek gibi bir şey bu
    Hangi radyoda bunu hissedebilirsin?
    Ama bir anda gelen klavye sesleriyle uyanıyorum
    Xel naga gelmiş
    Acı bir bademin tadını alma şansını buluyorum o seste
    Huzursuzluğumu yetim bırakıyorum arafta.
    Ya da bir kuyu dibinde kurtarılmayı bekleyen birine el uzatma şansına sahip olmak ister misin?
    O zaman doğru yerdesin
    Yılmaz'ın morgüllerini koklamak
    ve bir parça baklava yemek istiyorsan
    yine gel
    ···
   tümünü göster