şortlu kız ve bakkalın hikayesi 2 bakkalin yolu

bak evlat;

işler zaten kesat, ortalık avm dolmuş, canımız sıkkın. biz de ne yapalım tükkanın önüne iskemle atıp diğer esnafları seyrediyoruz. ama seni unutmadım, merak etme hatırlıyorum. sadece ben değil; aylak aylak gezip ara sıra babanın dükkanına geldiğinde gelen geçen kızlara poz kesmelerini tüm sokak biliyor. ama sana gıcık olmadım, imrendim yeğen.

o gün dikkatimi ilk sen çektin, birkaç saniye bir yere kitlenip sonra da tedirgin tedirgin etrafa bakıyordun, seni gören var mı diye. ulan bu çocuk nereye bakıyor diye bakarken ben de gördüm o zütü. takıldı kaldı gözlerim ama sizin tabirle kız kesme dediğiniz olayda pek tecrübemiz yok, öküz gibi bakmışız, affet. keşke senin gibi uzmanı olsak bu işlerin.

ama senin de insanlar hakkında bilmediğin bazı gerçekler var canım yeğenim…
seni üzeceğini bildiğim halde, sana biraz bunlardan bahsedeceğim. çünkü gibimde değilsin üzülürsen üzül muallak!
ilk kötü haberim, o kadar da akıllı değilsin. biz biliyoruz yeğen, ‘günlük hayatta yaşadığım şeyleri kendime yontarak blog mudur ne gibimse oraya yazayım da biraz popim artsın belki karı kız düşürürüm’ diye düşündüğünü, uğraştığını.

seni şaşırtmak istemem ama etrafta züt bacak izlerken, etrafı kontrol edip başka bakan kişileri görünce ‘oha sapığa bak öküz gibi bakıyor’ deyip elit bey tribine giren, ama çaktırmadan yine de bakmaya devam eden sadece sen değilsin. senin benim gibi bir sürü dalyarak var bu dünyada. bunun sebebi bakkal falan olmak değil, hepimizde var bu potansiyel huyumuz kurusun ne yapalım!

ha bu arada şortlu kadın gördüğümde havanın sıcak olduğunu biliyorum. 50 kuruşa su, 1 liraya niğde gazozu satarım belki diye bir ümit daha erken açıyorum dükkanı sabahları…

tahminlerini çürütmek istemem ama, diğer konuya da değineyim:
geçen hafta bana adres sorarken gülümseyen güzel kızın, üzerime nutella döküp yalamak istediğini hiç düşünmedim, emin olabilirsin. kendinden 30 yaş genç kızların peşinde koşma huyu bizim değil, senin baban gibi köşeyi dönmüş zenginlerin huyu. hem nutella ne amuakoyum! bizim dükkanda saralle var sadece. o da taş gibi ekmağa bile sürülmüyor imansız.

‘bazı geceler istiklal’de gördüğün, kahkahalar atarak yürüyen sarhoş kızlar var ya hani’ demişsin ya, gerisini okumadım. istiklal’e en son 20 yıl önce gitmiştim. bakkalım lan ben! ha bizim oğlan akşamları saçına fön çekip yarım metre dikleyip hayko cepkin gibi gidiyor oralara, ona sor bu konuları.

itiraf edeyim, evet çocukluğumdan beri bazı gazetelerde okuduğum “türk erkekleri kaplan gibi, aşırı emizlemek istiyorum” türünden röportajları gerçek sanıyordum. gazetecilerin zütlerinden attığını bilmiyordum. beni bu konuda aydınlattığın için teşekkür ederim. ama senin de benim gibi şok ve bulvar gazetesi okuduğunu anlamış oldum bu vesileyle (ne de olsa bu haberler sadece o gazetelerde var) çok sevindim, demek ki o kadar da farklı değilmişiz yeğen. ortak noktalarımız varmış.

konuyla ilgili diğer gerçeklere gelecek olursak,
kadınlar erkeklerle ciks yapmadan sadece arkadaşlık edebiliyorlarsa, sen de bi dene yeğenim. her önünüze gelen kıza yavşamayın artık. karşı cins olarak değil insan olarak görün. kadın neslini erkeklerden bıktırmayın.
bir kadının memelerine bakmadan da onunla konuşabiliyorsak, dekolte giyen kadının peşinde koşma evladım. giymeyene de kezban deme….
tüm bunları dert edinmeden önce patriyarkal* sorunları önemse (bizim büyük oğlan ekledi bunu. üniversite talebesi, burslu hem de)

yeter ki kendine inan.

son bir noktaya daha parmak basıp konuyu kapatayım:
bana züt demek için dolambaçlı cümlelerle, aliterasyonlarla uğraşma. kızları etkilemek için şiirlerini paylaştığın can yücel’i hiç mi örnek almadın? ne diyordu?
bizim köyde züte züt derler!