1. 1.
    +1
    Göğü kucaklayıp getirdim sana
    kokla
    açılırsın

    solmuşsun
    benzin sararmış
    yorgun bir işçinin yüzüne benziyor yüzün
    öyle bükük bakma bana

    çam kolonyası getirdim sana
    kentli dağlıların haklı sevdasını
    bolu ormanlarından çarpan bir koku
    sanki köroğlunun ter kokusu
    aman kokusu, billah kokusu
    canlarım, canım benim

    üzme kendini bu kadar
    sana umudu öğretmeyenlerin suçu mu var
    bak yeryüzü ne kadar geniş
    ne kadar dar

    Dur
    akıtma gönlüm yaşını
    gözünden öpecek bir yer bırak
    oy bana en yakın
    bana en uzak
    sevgili yar
    Hasretine vur beni

    Giyecek çamaşır getirdim sana
    adettir diye değil, sevdim diyedir
    bağışla, eski biraz
    bedenim uygundur diye bedenine
    elimle yıkadım, ütüledim
    elma ağacında kuruttum

    Günler sarmal bir yay gibi
    bunu unutma
    Bahar annemizin yemenisindeki solgun çiçektir
    bunu unutma
    Seni ben her yerinden öperim
    bunu unutma

    kadere inansaydım
    sana inanırdım
    Düşürmem sigaramın ucundaki külü ben

    öyle kırık bakma bana
    Caddeler nasıl da genişliyor
    sana bunu söyleyecektim
    Bileyli bir makas vardı yanımda
    sana bunu söyleyecektim
    Hadi kes büyüyen tırnaklarındaki kiri
    sana bunu...
    Oyy nasıl söyleyebilirim
    deliren sevdamızın kısrak huyunu

    Elimi tut
    tuttururlar, o kadarına izin verirler
    kahreden bir ayrılığın çılgınlığı değil bu
    Bir isyanın kelepçeleşmiş resmidir parmaklarımız

    sen içerde
    Ben dışarda...
    Oyyy mahpusluk mahpusluk...
    ···
   tümünü göster