1. 476.
    +3
    bir gün Mekke'nin ileri gelen kabileleri hacer'ül esved taşını yerine koymak için kavgaya tutuşuyorlar. Birileri diyorki "bu şeref bizim" diğerleri diyorki "hayır bizim" iş kızışıp savaşa doğru giderken sonunda bir anlaşmaya varıyorlar diyorlarki "kabeye ilk gelen taşı yerine koysun" beklemeye başlıyorlar. uzaktan hz. muhafazid (s.a.v) görünüyor kabileler seviniyor muhafazidü’l- emin geliyor diye. durumu anlayan resulullah abasını açıyor yere taş üzerine konuyor. sonra her kabileden bir kişi abanın bir ucundan tutup hacer'ül esvedi kabeye sokuyorlar. iş taşı yerine yerleştirmeye gelince "şimdi ne olacak kim koyacak yerine?" diye soruyorlar. resulullah gülüyor "onuda hakemlik ücreti olarak ben koyayım" diyince seviniyorlar iş tatlıya bağlanıyor.

    bu olay olduğunda daha nübüvvet gelmemiş resulullah henüz peygamber değil. henüz ona düşman olmadan önce bu sapkın kavim bile beytullaha ve peygamber efendimize ne kadar bağlı. ne kadar itimatı tam farkında mısınız? genede cennete kabulü yok şirk içindeler çünkü.

    bütün bunları okuyorsunuz, resulullahın da islamın da ne olduğu apaçık karşınızdayken yine dünyalık peşindesiniz, yine kalpleriniz boş. neden boş? iman yok çünkü.

    bakın arkadaşlar, inanç inançsızlık gibi bişey değil. inanan bir insan inancının son noktasına geldiğinde artık daha fazlasını aramaz ama inanmayanın bir sorunu vardır. dünyayı ve hayatı açıklamak için bir yola çıkmıştır ve bu yolun sonu yoktur. her insan dünyayı kafasına göre açıklar kendi değerleriyle diğerlerini yargılamaya kalkarsa ne olacağını yaşadığınız dünyaya baktığınızda görüyosunuz.

    ilim din olmuş. iki kat altınızda oturan adam kendini assa kokunca haberiniz olur. kalbinizde iman olmadıktan sonra kafanız dolu olsa ne olurki? size bu "bilgi çağı" safsatalarını satanların ülkesinde her gün olan bişey bu. özgürlükler ülkesi amerika'da kaç tane evsiz var? duyarsızlık en büyük erdem olmuş manevi cüzzamlılar kolonisi haline gelmiş. olur tabi kalp boş çünkü. sokakta yatan mutsuzda villada oturan mutlumu? eğer sokağınızda bir kişi bile mutsuzsa siz mutlu olamazsınız böyle buyurmuş yaratan. mutluluk bireyseldir diyen şeytanın ta kendisidir. mutluluk toplumsaldır, ilahi adaletle mümkündür oda şeriattır. imanın, allah sözünün, olmadığı yerde birlik olmaz.

    efendim bunun derisi kara, bunun soyu bizden değil, bunun dini başka... bunlarla dönüyo işte dünya. neden? allah sözünü umursayan yokki. ne diyor allah? "kardeşini kucaklayacaksın. hangi ırktan, hangi dinden olursa olsun, hangi dili konuşursa konuşsun, derisinin rengi ne olursa olsun. kucaklanmayı hak etmese bile hatta kucaklanmak istemese bile" allah bunu gönderdiği üç dinde de farz kılmış kullarına ama yapmayacaksınız neden? çünkü hak etmediğini düşünüyorsunuz. bunu düşünmek için firavunun torunları tonla neden göstermiş size. ne diyorlar reklamlarda dikkat ettiniz mi? "fark yarat" "farkını göster" "herkes gibi olma" sizi tıkmışlar iki oda bir mutfak betondan bir mezara ölmeden kabire girmişsiniz. komşu komşunun derdini bilmez olmuş. halbuki her gün 5 vakit sen o adamı camide görsen seldıbını versen selam alsan o senin derdini bilir sen de onun derdinden haberdar olursun. osmanlı döneminde camiler sadece ibadet yeri değildi her türlü yardımın organizasyonunun yapıldığı, şehrin ve insanların sorunlarının konuşulduğu yerdi. hz. muhafazid (s.a.v.) boşuna camide kılınan namazı tavsiye etmemiş ümmetine. namaz toplumsal bir hadisedir. insanları birbirlerine yaklaştırır. 5 vakit beraber allah'ın huzuruna çıktığın, allah'ın seldıbını verdiğin, aldığın adamla kolay kolay düşman olmazsın. olsanda bu düşmanlıktan cemaatin haberi olur bir şekilde çözüme kavuşur ama artık kimsenin kimseyi tanıdığı yokki. kulunun sözü allah'ın sözünden evla olmuş. ademoğlu kendi söküğünü di-ke-mez. anlayın artık şunu. size şerefsize, firavuna, paraya, kadına, dünya zevklerine teslim olun diyen yokki. seni yaratana teslim olacaksın yahu! ne kadar zormuş arkadaş.

    ışid şöyle, ışid böyle... konuyu açan arkadaşta yazmış yine aynı şeyleri temcit pilavı gibi ısıtıp koyuyosunuz önümüze. siz ışidi firavunun ağzından yayın yapan yalan makinasından tanıyosunuz ama onlarında hesap vereceği gün yakın. onları cezalandırmakta, affetmekte yüce allah'ın takdiridir. bizim işimiz onları allah'la buluşturmak.
    Tümünü Göster
    ···
   tümünü göster