1. 1.
    +1 -1
    Ülkemizde yaklaşık 3.1 milyon kadar devlet memurumuz var. Bu rakamı duyduğumda Bi yanlışlık var sadece öğretmenler o kadardır yeaa diye düşünürken maalesef gerçekler bu yöndeymiş. Geriye kalan 71.6 milyon insan ki bunların 15 milyonu asgari ücretle çalışıyor ve de 22.5 milyonu 18 yaş altı yani bakıma muhtaç. Bunu da çalışan nüfustan çıkardığımızda şanslı ise vatandaş özel sektörde ortalama bi maaş ile (1-2 bin lira) çalışıyor.

    Sayıları ufak bi google araması ile ulaşıp teyit edebilirsiniz.

    Şimdi sormak isterim yakın çevrenizde hiç sizden farklı olanaklara sahip olan ve imkanlarınızın arasında uçurum olduğu insanlar var mı? Düşünüp hiç yormayın kendinizi ben cevap vereyim. istisnalar haricinde büyük bir çoğunluğunuzun çevresi ya kendi ya da kendine yakın olan insanlarla çevrilidir. Doğanın gereği ister istemez böyle bir sınıflandırmaya koymak zorundayız kendimizi.

    Ama şunu iyi biliyoruz ki standart bir hayatımız var ve geceleri yatağımızda rahat bir şekilde uyuyoruz. Sorarım hangimizin kışın yakacak derdi olduğunda titreye titreye uyumaya çalıştığını? Hangimizin annesi veya babası çocuğun servis parasını denk getirebilecek miyim stresinden uyuyamadı? Hangimiz markete, büyük görkemli alışveriş merkezlerine, cafelere girmekten çekinip içinde o ezikliği yaşadı? Hangimizin istediği spor ayakkabıları alma hayalini kurup insanların ayakkabılarına imrendiği oldu?

    Vicdanınıza vurup düşünün hangimiz bunların farkında olup sahip olduklarımızla yetindi?

    Maalesef o kadar aç gözlüydük ki en tepelere bakmaktan bulunduğumuz yerin kıymetini bilmemekle kalmayıp, bizden daha olanaksızlıklarla boğuşan insanların üstüne basıp onları görmezden geldik.Ve de hayret ettiğimiz sorunun cevabını bile düşünmeyip bu insanlara cahil diyerek onları aşağıladık. Unutmamak gerekir her insanın öncelikleri vardır ve bu öncelikleri için bir takım şeylere göz de yumar, sessiz de kalır. Onları yargılamak için empati kurma gereği bile duymayız bizler.

    Ülkücü kardeşim bağırır Vatan Millet gidiyor bölünüyoruz! diye. Ey güzel kardeşim bundan bi 20 yıl öncesine bak bu zamana kadar teröre 23 bin 250 tane can verdiğimiz yetmiyor mu artık. Hiç gördün mü bir zenginin evinden şehit cenazesi çıktığını. Göremezsin, sen poponu koyduğun yumuşak koltuğunda haberini izler eleştirir geçersin. Yahu anlayın artık silahla olmuyor bazı şeyler, sanıyor musun PKK denen it sürüsünün 3,5 çapulcudan oluştuğunu, fazlasıyla görmedik mi ölseler de yerine başkalarının geldiğini, bak güzel kardeşim toplum olarak değişmeye çalışmanın başında en büyük sorunumuz. Biz binayı komple yıkmaya çalışıyoruz ama unuttuğumuz bir şey var bina tuğlalardan toplum ise insanlardan oluşuyor ve işe kendimizi değiştirmekle başlayacağız. Açılım olması gerekliydi, elbet olacaktı ama bu Kürt Sorunu olarak değil o bölgeyi kalkındırmak o insanlara insan olduğunu hatırlatmakla olacaktı.

    Solcu kardeşim bağırır Laiklik elden gidiyor, şeriat gelecek! diye. Ey güzel kardeşim sen inanıyor musun ülkenin şeriat ile yönetileceğine kaldı ki buna Müslüman olan kesimin dahi izin verebileceğine? Din ne üzerinden siyaset yapılacağı ne de sömürüleceği bir olgudur. Ahh ben de isterim insanımızın bunu kendi içinde yaşamasını işin bu boyuta dönüşmemesini. Fakat darbe zamanları ve ülkenin başına geçen bazı Hükümetlerce az zulüm görmemiştir bizim analarımız, babalarımız, dedelerimiz, ninelerimiz kendi dinlerini kendilerine yaşatmalarına bile izin verilmemiştir. Türbanın kamu da serbest olmasına mı kızıyorsun peki? Hak hukuktan bahsederken bu hiç aklına gelmiyor mu? Biz türbana özgürlüğünü verdik demek övünülecek bir şey değil yanı başımızdaki Hristiyan Avrupa toplumlarında var da bu özgürlük, biz de niye olmasın ey güzel kardeşim.

    Yolsuzlukmuş kısıtlamalarmış bu insanların zerre umurunda değil inanın. Ve sonuna kadar da haklılar bu seçimleri için. O insanlar için akşama eve ekmek zütürebilmek önemlidir. Çocuğunu iyi bir üniversiteye gönderebilmek önemlidir. Hasta olduğunda gidebileceği bir hastane önemlidir.

    Sağlık güvencesi olmayıp, ilaca verecek parası olmadığı için hangimiz ateşler içinde kıvrandı.

    Hangimiz üniversite harcını denkleştiremediği için gidemedi bölümüne?

    Evet kızıyoruz. Ama bu hükumet döneminde insan, insan yerine kondu. Yaptıkları kötü şeyleri kesinlikle tasvip etmiyorum, elimizden alınan bizim özgürlüklerimiz, yolsuzluklarla yenen bizim paralarımız. Ama unutmayın bunu değiştirmek de elimizde. AKP hükumeti bu düzen böyle gittikçe ayakta durmaya devam edecektir. Fakat eleştirmekle kalmayıp yerine bir şeyler koyduğumuz gün gerçek adalet ve kalkınmaya ulaştığımız gün olacaktır.

    Bir şeyleri yorumlamak, eleştirmek kolaydır; asıl mesele eleştirdiğinin yerine bir şey koyabilmektir.
    Tümünü Göster
    ···
   tümünü göster