su we trust

Özledim seni, çok özledim... Yokluğunda değerini daha iyi anlıyorum.

Geçmişte birbirimize karşı çok kırıcı olduk. Bunlar neden oldu bilmiyorum. Ama bildiğim bir şey var: sana öylesine hoyratça davranırken aslında içten içe bir vicdan azabı duyuyordum. Bunu ne sana ne kendime itiraf edebiliyordum o zamanlar. Şimdi söyleyebiliyorum. Şimdi içimden geldiğince haykırabiliyorum. Bağırmak istiyorum delicesine, belki bir yerlerden duyarsın diye.

Uzun zaman geçti fakat seni unutamadığımı, seni bir türlü aklımdan çıkaramadığımı fark ettim. inan ki sen olmadıktan sonra sözlükte de gerçek hayatta da hiçbir heyecan yok. Yokluğun öyle yıpratıcı ki, derin yaraları çok daha iyi hissedebiliyorum şu an. Ah aptal pepe ah, neden daha önce akıllanmadım ki ben?

Geçmişte yaptıklarımdan dolayı beni affedebilecek misin bilmiyorum. Aptallığıma ver. Keşke bana ağır laflar etsen, gerisekalı pepe desen de yine karşımda olsan. Keşke bir şekilde iletişim kurabilsek seninle. Ama yok işte yok.

Sevgili su, ben bundan 13 sene önce dünyaya gelmişim. Ve bu süre zarfında yaşadığımı hissettiğim anlar adece seninle itişip kakıştığımız zamanlar idi. Şimdi çok iyi anlıyorum ömrümün ne kadar boş yere gittiğini. Düşünsene, 13 koca yıl, kocaman bir ömür. Sensiz, sessiz ve gereksiz...

Bundan sonra ne kadar yaşarım bilemiyorum. Ancak kalan ömrümü seninle geçirmek istiyorum. ister sevdiğin olurum ister kölen. Kalbimi teslim ediyorum sana. ister bir hançer sapla, ister orayı ebedi yurdun yap...

Seni seviyorum...