1. 26.
    -1
    çünkü cumhuriyeti kuranlar da, bu zihniyetin ürünüydü.

    sandılar ki batıyı aynen taklit ettiğimizde, biz de gelişiriz. modernleşmenin kapısı aralandı doğrudur. ama o dönemdeki hatalar bugün tayyibin kazanmasına neden olan ideolojik türden ve unutulmayacak hatalardı.

    laiklik, batıda bir "sorun"a çözüm olarak ortaya çıkmıştır.

    papalıktan kurtulmak isteyen ulusal devletler, laiklikle dini devletten uzaklaştırmıştır.

    bizde papalık gibi bi kurum zaten yoktu, durup dururken laikliği batıdan copy-paste edince, batıda aslında bir soruna çözüm olmuş olan laiklik, bizde "yoktan" bir sorun yaratmıştır: muhafazakar tutuculuk.

    batıdaki soruna kendiliğinden evrilmiş bir çözümdü laiklik. çünkü ciddi bir rahip sınıfı krallar üzerinde hakimiyet kurabiliyordu. bizde öteden beri devlet otoritesi güçlüydü, buna rağmen laiklik ithal edildi.

    hangi soruna karşı ithal edildiği tam olarak anlaşılamadığından, laiklik bizde "dine karşı tarafsızlık" olmaktan çıktı, "dine karşı tavır almak" olarak uygulandı. copy paste ederken bile laikliğin özünü anlayamadık.

    sonuç, yaklaşık 90 yıldır, halkın yine birinci sırasına "dini savunma içgüdüsü"nü koyan bir refleksin doğmasıdır.

    hatırlayın bu refleksi, moğol saldırısı sonrasında da duymuştu ortadoğu.

    türk halkı tüm politik enerjisini gelişmeye ve refaha değil, bireysel özgürlüğe değil, daha ulvi ideolojik misyonlara adamış oldu böylece. ulvi misyonlar -toprak bütünlükçüsü faşistte görüldüğü üzere- bireye refah sağlamaz, sadece gönlünü rahatlatır.

    tıpkı tuttuğunuz futbol takımının galibiyetine sevinmenize benzer bu. şampiyon olmuşsunuzdur ve bu sizi sevindirir. ama ne cebinize para girer, ne de refahınız artar, ne çocuklarınıza daha iyi bi hayat sağlamış olursunuz, ne de artık tatile gidebilecek bir artı değerininz birikmiştir. hiçbiri yoktur: sadece gönlünüz hoş olur. hepsi o kadar.
    ···
   tümünü göster