1. 26.
    -1
    o zamanlar da bilinen, fakat çok üstünde durulmayan "hadisler"e eğilim artacak, yer yer kuran ayetlerinin üzerine çıkarılacaktır.

    hadis etkisi, müslümanı dünyadan tamamen koparmış, olmadık takıntı ve hezeyanlara sahip olmasına neden olmuş, ürkütmüş, korkutmuş, yer yer vahşileştirip saldırganlaştırmıştır.

    bilim tamamen bitmiştir. o andan itibaren zaten ortadoğuda osmanlı devletine dek bir kaç yüzyıl sürecek kaotik çağa girilmiştir. her kurulan devlet ancak 1 nesil ayakta kalabilmekte sonrası yine yıllar süren anarşi ve otoritesizliktir. nispeten istikrarlı devletlerden olan eyyubiler, osmanlılar ve safeviler iktidarında, artık kölelik ve beylik düzenleri kurulmuş, hadis kültürü gelişmiş, ve ortadoğu efendi ve köle ilişkisinin yaşandığı, mezhepsel farklılıkların öne çıkarıldığı, tüm amacın toprak sağlamak olduğu bi döneme girmiştir.

    dikkat edin aynı zamanlarda avrupa'da rönesans ve reformasyon hareketi ile din savaşları başlamıştı.

    islam medeniyeti, islam'ı kirlerinden ve sonrdan eklenen saçmalıklardan uzaklaştıracak bir dini reform savaşını henüz başlatamamıştır.

    hadislerin tamdıbına uyulduğunda ya selefi, ya suudi, ya da el kaide- ışid'ci biri olur çıkarsınız.

    bilimin pek tabii, ölüm ve ceza korkusunun her hadiste körüklenerek, saçma zorunlulukları direten bir hadis kültüründe yaşaması beklenemezdi, halen de öyledir.

    hadisler genelde kişiyi iktidarı desteklemeye ve mevcut düzeni sürdürmeye yönlendirmiştir.

    bu nedenledir ki ,osmanlı devletinde, hiçbir isyan genele yayılamamış, ortadoğu coğrafyasında dinamik küçük devletçikler kurulamamış ve bunlar arasında diyalektik bir rekabet kültürü gelişmemiştir. avrupada olan ise tam olarak buydu. avrupadaki devletler birbirleri ile mücadele etme ihtiyacı içinde sanayiyi geliştirmiştir. ortadoğu ise hantal bir vergi-tımar mekanizmasıyla 20yy başına kadar efendi-köle sistemini sürdürmeyi, konformizm yanlısı din anlayışı ile sürdürebilmiştir.
    ···
   tümünü göster