helen askerlerin yanına doğru yaklaştı.
cihaz gözlerinden geçirildi.
"kabul edildi... geçebilirsiniz."
diyerek arka tarafa aldılar helen'i.
gözlerinden mutluluk gözyaşları akıyordu bu kez.
arkasından gibirella girdi.
fero ile akvaryum ellerini hohlayarak
gülümsüyorlardı. fero takılıyordu, akvaryum'a:
"istanbul'a girer girmez, inci'ye gireceğim.
yaşadıklarımı anlatacağım, insanların tepkilerini çok merak ediyorum... "
jamaika aradan çıktı "sazan.avi derler oğlum inanmazlar hahaha"
diye gülümsedi. şen şakraktı yine ortam.
"reddedildi, geçersiz... "
felaket, yine yakındı.
"tekrar deneyin, eminim bir şeyim yok." dedi titrek bir ses tonu ile gibirella.
asker ısrarlara dayanamayıp tekrar denedi.
"reddedildi, geçersiz... "
işlem sonucu buydu. herkes donup kaldı.
arka taraftan gelen asker, gibirella'nın kolundan tuttu.
işte o an helen'in sırasıydı.
mutluluk, ya hep birlikte olacaktı.
ya da hiçbir zaman.
elini çantasına attı, silahını çıkartmak için.
silah yoktu...
gözünü akvaryum'a çevirdiğinde, silahtan çıkan ateşi gördü.
akvaryum, gibirella'yı zütüren askere ateş etmişti...
arka arkaya duyulan mermi sesleri...
çığlıklar, bağrışmalar arasında
5 gencin delik deşik vücutlarından kanlar akıyordu...
gibirella, gözleri açık şekilde yere devrilmişti.
fero ve
akvaryum birbirlerinin üstüne düşmüşlerdi.
tugce bir köşede,
jamaika bir köşede...
helen'in çığlıkları, havaalanını inletiyordu.
5 genç, bir hiç uğruna öldürülmüştü güvenlik etiketi altında...
•
**
•
**