1. 1.
    -1
    Doldurduğum bardağı sağ elimle kavrayıp ağzıma zütürdüm, ve hafif hafif yudumladım. O arada sol elimle de paraları koyduğum cebimi yokladım. Bardağı hızlıca indirdim. Cebimin içini kontrol ettim, paralar yoktu. Şaşırmıştım, düşürmüş olmalıyım dedim, paraları bi yere koymadığımdan emindim. Yapıcak hiçbi şey yoktu. Neyse dedim. Dikkatimi başka yere vermeden oyun videosunu izlemeye devam ettim. Bi gözüm videoda, bi gözüm telefonda, bi elim bardakta, bi elim mesajlaşmada… whatsappa bakıyorum, samimi bi arkadaşı çağırmalıydım. Dinlere ve tanrıya pek inanmasa da üç büyük ilahi dini de avucunun içi gibi bilen, ilahiyatçı din bilgini bi arkadaşımdı. Çağırdım, peki gelirim yazdı. 30 dakika geçti, kapı çalındı. Bulunduğum yerden doğruldum. Odanın çıkışına döndüm yüzümü, bedenimi çok değiştirmeden soğuk adımlarla odadan çıktım ve evin giriş kapısına yöneldim. Otomatiğe basıp açtım kapıyı. Arkadaşım içeri girdi. Adı arif. Her zaman güler yüzlü bi insan olmuştu kendisi ama nedense o an fazla gülümsemiyordu. Çok soğuk selamlaştı benimle ve girdi içeri. Koltuğa oturdu, nasılsın ne var ne yok demeden dışarı çıkmak istediğini söyledi. Neden diye sordum, gerçekten bilmiyorum ama dışarıda olmamız lazım dedi. Gerçekten enteresandı. Açık havada bulunmayı pek seven bi insan değildi. Israr ettim, neden dedim. Ama o da ısrarla bilmediğini sadece çıkmamızın kesin şekilde gerektiğini söyledi. Enteresandı. Ayağa kalktı hafiften, kapıya doğru yöneldi, yürüdü yürüdü. Yürürken bi anda durdu. Baktım yüzüne, noldu dedim. Garip bi his var içimde dedi. Ürktüm ilk başta…
    ···
   tümünü göster