"beyler sizi önden alalım." dedi
gibirella.
herkes birbirine bakıyordu. beklenmedik şekilde kıymalı bir adım öne çıktı ve kapıyı ittirerek içeri daldı. sağa, sola her yere baktı. arkasından ışıkları yaktı dairedeki.
"antirede bir şey yok galiba, ses soluk da gelmiyor."
herkes kıymalı'ya övgü dolu bir bakış attı.
içeriye geçtiler teker teker.
ev sıcaktı, soğuk şimdilik bitmişti.
herkes üstündeki kaban, şapka, eldiven ne varsa çıkartıp oturmanın huzurunu çıkarıyordu.
sapan elindeki şişeleri, buzdolabına koydu.
herkes salonda otururken, gibirella kimsenin konuşmasına izin vermedi.
"şimdi diğer marifetlerimizi gösterelim, tuce haydi" diyerek mutfağa geçtiler.
marketten yağmaladıkları domates, biber, yumurta ile menemen yapacaklardı.
herkesin içinde buruk ama hoş bir mutluluk vardı.
kısa bir süre sonra, yemek hazırlanmıştı.
enfes gözüküyordu...
"hagibtir ekmek yok" dedi
superrman
gibi sert bir bakış attı superrman'e
"haydi, ekmeği alma sırası sende. markete in, al ve getir."
superrman'in yüreği ağzına gelmişti.
diğerleri şaka olduğunu anlayacak ki gülümseye başladılar.
mutfaktan
jamaikagocmeni çıktı "ta ta tam... işte burada ekmek!" diyerek elindeki poşeti gösterdi. ekmekler bayat da olsa, yenilebilir şekildeydi.
büyük bir şevkle herkes yemeğe yumulmuştu.
kiymali,
sapan'a döndü ve "ananı menemen yaparken gibtim" dedi.
artık herkes gülüyordu, alışmışlardı kıymalı'nın tavırlarına.
ortam çok huzurluydu, dışarının karanlığına ve ürkütücü rüzgar sesine rağmen...