1. 1.
    +1
    merhaba arkadaşlar.

    benim bu sene 30 iş günü staj yapmam gerekiyordu. staj bana 8 kredi sağlıyordu. şimdi ise 8 kredim yandı. muhtemelen bu adam yüzünden dönemim uzayacak.

    okulumuzda staj yapmadan önce bize bilgilendirme yapıldı. nedir bu bilgiler?

    'stajer hamal değildir. stajer dönem içinde derslerde gördüklerini uygulamak için dükkanın atölyesinde(vs) çalışmalar yapar. uzman kişilerden yardım alır. sabah 10 da falan gider 3 de falan çıkar. ayak işi yapmaz temizlik yapmaz.' şeklinde bilgi aldık.

    peki bu adam bana ne yaptı?

    1. babamın bir arkadaşının dıdısının dıdısı dükkan sahibiymiş gittik bulduk ayarladık herşey normal.
    2. gün geldi sabah 8de dükkanın önünde yaklaşık 10 dakika adamın gelmesini bekledim. adam bana çok sert davranıyordu. neyse...
    3. girdim dükkana elime süpürge verdi yolu temizle dedi. tamam neyse...
    4.yolu temizledim içeri girdim bana bez verdi camları temizle, koltuğu tezgazhı temizle. tamam neyse...
    5.ilk gün olduğu için ben ayakta adamın her hareketini konuşma tarzını falan izlemek niyetindeydim. ama yanlış yapıyormuşum(!). ilk günden müşteriyle konuşup satış yapacakmışmışım.
    6. acıktım yemek meselesini sordum git dedi karşıdan ye yemeğini. ucuz bi dürüm yedim geri geldim.
    7. adam bana hiçbirşey öğretmiyor sadece ters ters konuşup beni bişey bilmeyen çıraklarından biri sanıyor. şöyleki bu adam üni. okumamış yani bazı terimleri bilmiyor esnaf hayatında kendince isimler koymuş. aynı şeyleri söylüyoruz ama ben terim kullandığım için adam beni bilmiyorum yada yanlış söylüyorum sanıyor. dahada önemlisi sadece kendisi biliyor kimse bişey bilmiyor havası takınıyor.
    8. atölyesindeki makineler milattan kalma paslı cihazlar. tamamen sağlıksız sonuç veren ilkel ucuz cihazlar. ben okulda aldığım eğitimdeki cihazlarla arasında uçurumlar var. anlayamadım o makineyi bana öğretmesini istedim öğretmedi... neyse
    9. akşam oldu saat 18.00 civarı arkadaşını çağırdı dükkana. yemek yiyelim mi diye sordu ben açım o sıralar. bana sormadı tabi arkadaşına sordu. arkadaşı yiyelim dedi. çıkardı telefonunu yemek söyledi bide ne göreyim. bi garson geldi elinde yemek, tşörtünün arkasında ise benim taaa fizana kadar elazığ sıcağında yürüyüp yemek yediğim yerin ismi yazıyor. artık kan beynime fışkırdı.
    10. dedimki usta dükkan ne zaman kapanıyor. tezgaın orda bi tabela vardı açılış 8.00 kapanış 17.00 yazısına dayanarak bu soruyu sordum. ayrıca artık ayaklarım ayakkabıma sığmıyordu.

    ve bu sorudan sonra olan oldu. bana nutuk çekmeye başladı. kurallarım var sen bunlara uyacaksın dedi. tamam dedim söyle kurallarını uyacam. hepsi abidik gubidik laflar şimdi yazmak dahi istemiyorum... örn: dediki telefonsuz geleceksin dükkana (BAK SEEEEN).

    bu adam dükkandan çıktığında televizyonu klimayı kapatırdı. geldiğinde açardı. tamirat yaptım bi kere daha iyi yapmışsın nasıl yaptın falan tebrike dici kelime kullanmadı. adam bana tepeden bakıyordu bikere. istemiyordu beni nedense. ben hiçbir saygısızlık yapmadım. sesimi yükseltmedim, itiraz etmedim onunla konuşurken elimi önümde bağlıyordum düşünün yani.

    bana o nutuk sırasında bi soru sordu ve iki seçenek sundu. soru sen naylon staj mı yapmak istiyorsun yoksa işi öğrenmek mi istiyorsun dedi. ben 2. seçenek dedim.

    patlama noktam şöyle oldu. bana dediki sen benim stajerimsen ben seni ezerim. o öyle diyince bende dedimki sen benim tükürüğümü dahi ezemezsin. senden 5 tane falan olması lazım dedim. maaşıma zam işime son veriyorum dedim çıktım dükkandan. adamda deiki çık git gelme ben senin kağıtlarını imzalarım dedi. şimdi ise babamı ve arakdaşını çağırmış imzalamam diyor. sözündede durmuyor yani

    neyse ben asıl sorumu sorayım. molotof için kolonya mı lazım benzin mi ?
    ···
   tümünü göster