1. 1.
    +14 -3
    - bilgisayar oyunları

    bu meret benim ömrümü gibti.9 sene boyunca knight, cs ve dota oynadım. 4 sene de wow var. acayip zevkliydi ama sonuç? tabii ki sıfır. bizi sabahtan akşama kadar bilgisayarın başına kitleyen, iletişim bozukluğumuzun en önemli sebeplerinden biri olan bu alışkanlık yakar sizi beyler. asosyalliğin en büyük sebebi olarak bunu görüyorum ben. hayali bir dünya veya kısıtlanmış bir alanda geçen mücadeleler var ve siz bunun en büyük kölelerisiniz. yeri geliyor oyunda daha iyi konuma gelmek için hileye başvuruyor veya para ödüyorsunuz. bunlar yüzünden sinir hastalığına sahip kaç kişi var biliyor musunuz amk? buna harcadığım zamanı -klişe olacak ama- ders çalışmaya harcasaydım keşke. işi binliğe, taşşağa vurmasaydım keşke.. wow denen oyunun en son edindiğim bilgilere göre yaklaşık olarak 20 milyon aktif üyesi vardı. oyun sektörü sadece bununla sınırlı değil, bilirsiniz. yüzlerce oyun var. dünyada milyarlara ulaşılan bu pazarda ne kadar çok pay sahibi var biliyor musunuz beyler? ilk önce ihtiyaç üretirsin ve onu satarsın. olay budur amk. yapmayın etmeyin, dengede tutun dengede.

    - dizi ve filmler

    baştan söylemeliyim ki hiçbir dizi veya film sanat amaçlı değildir. tek amaç bunları satmaktır. yoksa sanat yapmak için 10 milyon dolar harcayayım ehe ehe gibi bir şey yoktur. bunlar da reklamdır aslında. hem de kralıdır. film boyunca bir karakterle özdeşleştirirsiniz kendinizi, film boyunca kendinizi onların yerine koyar ve o yaşamı istersiniz. sadece iyi ve güçlü olduğu yönler gösterilir. mesela karakterimiz bara giriş yapmıştır, yakışıklı değildir ama tek bakışta kadınların gönlünü yakar. womanizerdir dıbına koyim. boğazlı kazak, siyah deri ceket, şekil bi pantolon ve salaş bi ayakkabı giyer ve en kaliteli içki olan viskiyi ister. veya takım elbise işte, alternatifi sen yarat. sen de ekran başında dersin ki aynısını giyer, aynı viskiyi içersem ben de kadınları tavlarım. iki süslü diyalog ve güçlü bakış atılır, hooop karı kucaktaa. var mı lan öyle iş? kişinin rutin alışkanlıkları gösterilir bir de. nerede yatıyor, sabah kalkınca ne yapıyor, taktığı saat ve yediği yemekler, kullandığı teknolojik aletler(pc ve tel) mutlaka gözüne gözüne sokulur izleyicinin. bir de araba vardır. hangimiz istemeyiz sağlam bi arabayla gövde gösterisi yapmayı? en iyi arabaya paramız yetse ayağımızı yerden kesmesini mi isteriz yoksa 300-350 basmayacağın halde bunu yapabildiğini ve görünüşünü insanların gözüne sokarak ben güçlüyüm diye haykırmayı mı? yapmayın beyler, gerçek hayat düşünüldüğü gibi değil. bana göre oyunculuğun sanat açısından icra edilme olanağı olan tek yer tiyatrodur. gerçi onun da ticari yönü var ama olsun. tüm bunların atası olan tiyatroyu itin zütüne sokmak olmazdı..

    reklam etkeni de çok önemli bir konudur aslında. reklam da hepsinin içinde geçiyor, hepsi de reklamın içinde.. birbiriyle bağlantılı lan işte. yukarıda saydığım tüm bu maddelerin daha fazla tüketiciye ulaştırılması için legal veya illegal olarak yapılan, o ürünü sizin bilinçaltınıza yerleştiren veya onu size cazip kılan medya ve türevi yayın organlarıdır. kimi zaman sokakta insanların bağırarak ürün sergilemesi ve bunu insanlara pazarlamak istemesi gibi. güçlü insan zaafı olmayan insandır. bilinçli ve uyanıktır.

    kendinize iyi bakın, çalışkan ve farkındalık seviyesi yüksek bireyler yetiştirme amacımıza ilk önce kendi toplumumuzu bu düzeye getirmeye çalışarak başlayalım.

    özet: yok, okumanız lazım malesef :(

    imza: the lord of the ferre.

    edit: ekgib veya yanlış bilgi verdiysem affola.
    Tümünü Göster
    ···
   tümünü göster