1. 1.
    +2
    KABULLENiLMEMiŞ DUYGULAR VE BiZ

    Ne sıcak ne de soğuk bir mayıs akşamı.. Gün çoktan batmış. içimde her zamanki yalnızlıkla sokaklarda dolaşıyorum. Dünyaya, yalnızlığıma, insanlara ne var ne yoksa sövüyorum içimden. Ondan sonra düşünüyorum ki senden önce kim bilir kaç kişi senin gibi düşündü, hissetti. Benzer ya da aynı duyguları yaşadı senin hissettiğin gibi. O yüzden diyorum boşuna çırpınma. Sadece şu ana odaklan. Yürümeye devam ediyorum hızlı adımlarla, caddenin ortasında başıboş bir köpek bana yetişmeye çalışıyor, duruyorum. Arkama dönüyorum ve köpeğe bakıyorum. Rengi soluk sarı ya da kuyruk kısmına biraz siyah bulaşmış olduğu için bana öyle geliyor farkına varamıyorum. Koşa koşa geliyor ve tam önümde duruyor. Gözlerine bakıyorum. O an içimi bir sıcaklık kaplıyor, tıpkı sevdiceğimin kolumda uyuyakaldığı ve benim onu uyandırmamak için kolumu feda ettiğim gecelerdeki gibi. Başını okşuyorum, gözlerinin içi gülüyor. Tam o sırada tramvay, kornasına basıyor kafamı kaldırıyorum. Kafamı kaldırdığım sırada köpeğin benden önce davranıp kenara çekildiğini görüyorum. Tramvay’ın köpek ve benim aramdaki 10 saniyelik sevgi gösterisine bodozlama dalmasına sinirleniyorum. Tramvay geçtikten sonra arkasından okkalı bir küfür savuruyorum. Devam et diyorum kendi kendime. Asıl benliğim bu taktan şehirde hiçbir şey seni rahat bırakmayacak diyor. içimdeki diğer benliğim ise gülüyor umarsızca. Yürüyorum. Bir şeylere geç kalmışım ama biraz daha hızlı yürürsem o kaçırdığım bir şeylere yetişebilecekmiş gibi yürüyorum. insanlar gelip geçiyor. Düşünüyorum. Her zaman ki gibi bunca hengame, koşuşturma içerisinde ben neredeyim, ben ne yapıyorum diye düşünüyorum. En sonunda bunun 20 yaşındaki her gencin yaşadığı bayağı ama bir o kadarda gerçekçi duygular olduğunun farkına varıyorum. Küfür ediyorum kendime. Bundan 10 yada 15 sene sonra böyle düşündüğüm için kendimden utanır mıyım diye düşünüyorum. Cevap veremiyorum. insanları düşünmeye başlıyorum. insan denen kavramı. Bir çift göz sayesinde onca kahpeliğe, şerefsizliğe tanık olmuş insan denen maymunları…
    Bu maymunların sanki el kamerasıyla çekilmiş bir filmdeki gibi kendi şovlarını ortaya koyduklarını ve bunu yaparken ne derece alçalabileceklerini düşünüyorum. Limitlerinin , sınırlarının herhangi bir ahlak kaidelerinin olup olmadığını düşünüyorum. Bu maymunların hırsları ve amaçları uğruna neler yapabileceklerini, kaç yaşamı feda edebileceklerini düşünüyorum. Ve bunu yaparken içimde en ufak bir cevaba ulaşma amacı taşımadığımı hissediyorum. Ondan sonra içimdeki bu hisle daha kaç yıl yaşarım acaba diye soruyorum kendime. O an içimde eritilmiş bir demir’in ruhuma aktığını hissediyorum. Caddenin ortasına çiviyle çakılmış gibi duruyorum. Kafamı sola çeviriyorum ve duvardaki yazıyı okuyorum. Aynen şöyle yazıyor ;

    Yaşadın mı büyük yaşayacaksın, ırmaklara, göğe, bütün evrene karışırcasına..

    Gülüyorum.

    Edit : ilk yazı denemem. Her türlü küfüre saldırganlığa agresifliğe açığım. Eyvallah
    ···
   tümünü göster