1. 101.
    0
    Annem henüz gelmemişti. Kızlar
    içeriye girerlerken, kapıda
    hepsine tek tek, "Hoş geldin!"
    deyip, tokalaştım. Tokalaşırken
    kızlardan bir sinyal
    alabilirmiyim umuduyla, en
    ufacık detayları dahi
    kaçırmamaya çalışıyordum. Bir
    iki tanesi sanki elimi hiç
    bırakmayacak gibi tokalaşmıştı.
    Ben elimi çekmesem onlar da
    çekmeyecekti. Öyle
    tokalaşanların gözlerine biraz
    daha içten baktım. Ve aynı içten
    karşılığı aldım. O anda tek
    düşüncem, acaba bunlardan
    birini gibebilirmiyim idi.
    Çok geçmeden annemin sesi
    duyuldu karanlık bahçeden,
    galiba birileri daha vardı
    yanında, onlarla konuşuyordu.
    Az sonra onlar da verandanın
    önünde göründüler. Annemin bir
    koluna Zeynep, diğer koluna da
    Fidan girmişti. Doğrusu onların
    geleceğini hiç beklemiyordum,
    tam sürpriz oldu bu. Onlara da,
    "Hoş geldin!" deyip, tokalaştım.
    Tokalaşırken Fidan elimi kuş gibi
    hafif tuttu ve hemen çekti elini.
    Gözlerime de bakmamıştı. "Hoş
    bulduk Harun abi!" demesi ise
    beni daha çok şaşırtmıştı.
    Annemin herşeyi anlamasından
    korkuyor gibi bir hali vardı
    sanki. Yada aklı sıra, anneme, ne
    kadar ağırbaşlı, nekadar hanım
    hanımcık bir kız olduğu imajını
    vermeye çalışıyordu kurnaz şey!
    Hem ne diye annemin koluna
    girmişlerdi ki? Belki de akılları
    sıra, onları birdaha gibmeyeyim,
    veya resimleri kimseye
    göstermeyim diye anneme
    sığınmışlardı? Zeynep'le
    tokalaşırken, orta parmağımla
    avucunun içini birkaç kez
    kaşıdım. Zeynep hemen
    bakışlarını yere dikerek elini
    çekti ve "Hoşbulduk Harun!"
    diyerek içeri geçti.
    ···
   tümünü göster