1. 101.
    0
    Kalktım üzerinden, şalvarını
    küloduyla birlikte çekip çıkardım
    ayağından, odanın bir köşesine
    fırlattım. Sonra da kendi
    pantolonumu ve boxerimi
    çıkardım. Fidan'ın elinden
    telefonumu aldım ve Zeynebin
    çırılçıplak resimlerini çektim.
    Her nekadar Zeynep bir eliyle
    göğüslerini, diğer eliyle de dıbını
    kapatmaya çalışsa da, dıbının ve
    göğüslerinin göründüğü birkaç
    resmini çekmiştim. Sonra aklıma
    bir başka düşünce geldi, "Fidan,
    sen de geç Zeynebin yanına!"
    dedim. Fidan suratıma bön bön
    bakıp, "Niye ki?" diye sordu.
    "Sen geç, anlatırım sonra!"
    dedim. Aslında anlatacak
    birşeyim yoktu, istediğimi
    yapması için demiştim bunu.
    Fidan geçti, Zeynebin yanına
    oturdu. Bir giyinik, diğeri
    çırılçıplaktı. Birkaç resim de öyle
    çektim.
    Sonra Fidan'a soyunmasını
    söyledim. Ama Fidan, "Yaa, ben
    niye soyunuyorum ki?" dedi.
    Sinirlenmiştim, "dıbına
    koydurtma şimdi, hadi soyun!
    Bir bildiğimiz var herhalde!"
    dedim. Bir bildiğim falan yoktu,
    ikisini de çıplak görmek ve
    resimlerini çekmek için içimde
    dayanılmaz bir arzu vardı
    sadece. Fidan gönülsüz gönülsüz
    soyunurken, ben ikisini aynı
    karelerde görüntülemeye devam
    ediyordum. Fidan soyunma işini
    ağırdan alınca, ben bu sefer
    Zeynebe sertçe bağırdım,
    "Yardım etsene kızın
    soyunmasına, ne duruyorsun!"
    diye. Zeynep de, "Tamam,
    tamam, bağırma!" diyerek
    soyunmasına yardım etti. Az
    sonra Fidan da Zeynep gibi
    çırılçıplaktı. Her aşamada resim
    çekiyordum.
    Komutlar veriyordum resim
    çekerken, "Fidan, sen elini
    Zeynebin göğüslerine koy, Zeynep
    sen de elini Fidan'ın dıbına at!
    Birbirinize bakın, dudaklarınızı
    yaklaştırın!" diye. Fidan biraz
    ürkekçe yapıyordu dediklerimi.
    Ama Zeynep hemen havaya
    girmişti, sanki stüdyoda poz
    veriyormuşçasına, ciddi ciddi poz
    veriyordu. Üstelik bundan da
    zevk alıyordu...
    Aslında istediğim şey başkaydı.
    Onları birbirilerinin dıbını
    yalarken görmek ve resimlerini
    çekmek isterdim. Ama, buna
    tepkileri çok kötü olabilir ve bir
    çuval incir'i berbat edebilirim
    diye düşündüm. Onun için
    (şimdilik) sınırları daha fazla
    zorlamak istemedim. Şimdi sıra
    en önemli şeye gelmişti, Zeynebi
    gibmeye! Zaten yarağım müthiş
    zonklamaya başlamıştı. Fidan'a
    kalkıp yanıma gelmesini
    söyledim. Fidan yanıma gelince,
    onu motive etmek için
    dudaklarından öptüm ve
    kulağına da, "Bunu senin için
    yapıyorum aşkım! Seni
    seviyorum! Hadi bakalım, bol
    bol resim çek şimdi!" diye
    fısıldadım, verdim telefonu eline.
    Oysa, daha çok kendi zevkim için
    gibecektim Zeynebi.
    Yatağa gidip, Zeynebi sırtüstü
    yatırdım, bacaklarını ayırdım,
    arasına uzandım ve
    dudaklarından öpmeye başladım.
    Hemen karşılık verdi huur. Çok
    ateşli öpüşüyordu.
    Dudaklarından göğüslerine
    indim. O kafam gibi göğüslerini
    avuçlarımın arasında yoğura
    yoğura okşarken, sivrilmiş
    uçlarını sırayla emiyordum.
    Zeynep ufaktan inlemeye
    başlamıştı. dıbına inip, dıbını
    yalamaya başladığımda, Zeynep
    birden irkildi, telaşla hafif
    doğruldu ve "Ne yapıyorsun?"
    diye sordu. Şaşırmıştım. Demek
    ki Zeynebin amı da hiç
    yalanmamıştı. Cevap vermedim,
    sadece yalamaya devam ettim.
    Zeynebin inlemeleri artmıştı.
    Zevkten kıvranıyordu resmen.
    Çok geçmeden de titreye titreye,
    kasıla kasıla, inleye inleye,
    çırpına çırpına orgazm olup
    boşaldı.
    Artık gibmenin zamanı gelmişti.
    Zaten ben de kuduruyordum
    biran önce dıbına girmek için.
    Zeynebi kim gibip bozduysa,
    bana iyilik etmişti, direk
    dayadım yarağımı dıbına. Amı
    zaten vıcık vıcık ıslaktı, hiç
    zorlanmadan tek seferde
    kökledim. O anda ikimizin de
    ağzından aynı anda uzun bir,
    "Ohhhhh!" çıktı. dıbının içi fırın
    gibi yanıyordu. Yarağım içinde
    birkaç saniye hareketsiz
    beklerken, göğüslerini
    avuçladım, dudaklarını öptüm.
    Sonra gidip gelmeye başladım.
    Rahat girip çıkıyordum. Daha
    rahat girip çıkayım diye, Zeynep
    dizlerini kırıp geriye çekmişti.
    Gelmek üzereydim. Hatta dıbına
    ilk soktuğumda gelecektim. Zor
    tutuyordum kendimi
    boşalmamak için. Boşalır gibi
    olacağımda girip çıkmayı
    durdurup, içinde hareketsiz
    bekliyor ve göğüsleriye
    ilgileniyordum. Öpüp, yalıyor,
    emiyordum uçlarını. Sonra
    dıbına bir iki girip çıkıp, tekrar
    hareketsiz bekliyordum içinde.
    Bunu yapmasam anında
    boşalacaktım. Ama ne yaptımsa
    boşalmamı fazla geciktiremedim.
    Gözlerim kaymaya başlamıştı.
    Yarağımı amından çıkarıp
    göbeğine doğru fışkırttım
    döllerimi. Taa göğüslerine kadar
    fışkırmıştı döllerim. Zeynep
    bukadar çabuk boşalacağımı
    beklemiyordu belli ki, yüzünde
    tatminsiz bir ifade vardı.
    Yarağımdan son damla döller de
    çıktıktan sonra, tekrar soktum
    dıbına. Ve olanca gücümle
    pompalamaya başladım. Yarağım
    inmemişti ve Zeynep buna da
    şaşırmıştı. Ama az sonra
    suratındaki o şaşkın ifade yerini
    orgazm olmak üzere olan bir
    kadının surat ifadesine bıraktı.
    Zeynep şimdi inliyor, kıvranıyor
    ve çırpınıyordu. Bacaklarını
    belime doladı ve beni kendine
    çeke çeke orgazm olup boşaldı.
    Bir süre öyle kaldık. Bacaklarını
    gevşetince çıktım amından.
    Yarağım halen kazık gibiydi.
    Zeynebin üstünden kalkıp, Fidanı
    çağırdım yanıma.
    Fidan gelince elinden telefonu
    aldım, dudaklarını öptüm ve
    Zeynebin yanına yatmasını
    söyledim. Fidan hemen
    telaşlandı, "Neyapacaksın?" diye
    sordu. "Birşey yapmayacağım, 31
    çekeceğim sadece!" dedim. Fidan
    dediğimi anlamamış gibi
    suratıma bakarak yattı Zeynebin
    yanına. Ben de göbeği hızasında
    dikildim, 31 çekmeye başladım.
    Bunu yaparken de resim
    çekiyordum. ikisinin yanyana ve
    çırılçıplak görüntüsü çabucak
    boşalmamı sağladı. Her ne kadar
    Zeynebin göbeğine ve göğüslerine
    fışkırttığım kadar çok olmasa da,
    Fidan'ın göbeğini ve göğüslerini
    sulamıştım döllerimle. Bunu da
    görüntüledim.
    Fidan'ı dudaklarından öpüp
    kaldırdım, zütüne şaplak atıp,
    mutfaktan peçete getirmeye
    yolladım. Sonra da Zeynebi
    dudaklarından öpüp, kaldırdım.
    dıbını avuçlayarak, harika bir
    amı olduğunu, gibmeye
    doyamadığımı söyledim.
    Kıpkırmızı yüzü biraz daha
    kızarmıştı. O sırada peçeteler
    gelmişti. Paylaştık peçeteleri.
    Üçümüz de dölleri sildikten
    sonra, "Hadi giyinin!" dedim ve
    ben de giyinmeye koyuldum.
    Giyinip etrafı düzelttik, Zeynebin
    kopan düğmelerini aradık
    bulduk. iğne ipliğin yerini tarif
    ettim, diktiler düğmeleri.
    Banyoda elimizi yüzümüzü,
    yıkadık, saçımızı başımızı
    düzelttik. Ve sonra
    görüşeceğimizi söyleyip, kızları
    gönderdim evden. Çünkü çok geç
    kalırlarsa merak edebilirlerdi.
    Babamı arayıp, evde olduğumu
    söyledim, beni de merak
    etmesinler diye. Evi birkez daha
    kontrol edip, bira şişelerini,
    sigara izmaritlerini, peçeteleri
    çöpe attım. Kapıyı pencereyi
    açıp, evi havalandırdım. Sonra
    da oturup, çekilen resimlere
    keyifle baktım ve Laptopuma
    aktardım. Ama aklımdan
    Zeynebin söylediği, köyde
    gibilecek bir sürü karı ve kızın
    olduğu lafı hiç çıkmıyordu.
    Demek ki, köyümüz amcık
    cevheriydi de, ben bilmiyordum!
    Tümünü Göster
    ···
   tümünü göster