0
Kalktım üzerinden, şalvarını
küloduyla birlikte çekip çıkardım
ayağından, odanın bir köşesine
fırlattım. Sonra da kendi
pantolonumu ve boxerimi
çıkardım. Fidan'ın elinden
telefonumu aldım ve Zeynebin
çırılçıplak resimlerini çektim.
Her nekadar Zeynep bir eliyle
göğüslerini, diğer eliyle de dıbını
kapatmaya çalışsa da, dıbının ve
göğüslerinin göründüğü birkaç
resmini çekmiştim. Sonra aklıma
bir başka düşünce geldi, "Fidan,
sen de geç Zeynebin yanına!"
dedim. Fidan suratıma bön bön
bakıp, "Niye ki?" diye sordu.
"Sen geç, anlatırım sonra!"
dedim. Aslında anlatacak
birşeyim yoktu, istediğimi
yapması için demiştim bunu.
Fidan geçti, Zeynebin yanına
oturdu. Bir giyinik, diğeri
çırılçıplaktı. Birkaç resim de öyle
çektim.
Sonra Fidan'a soyunmasını
söyledim. Ama Fidan, "Yaa, ben
niye soyunuyorum ki?" dedi.
Sinirlenmiştim, "dıbına
koydurtma şimdi, hadi soyun!
Bir bildiğimiz var herhalde!"
dedim. Bir bildiğim falan yoktu,
ikisini de çıplak görmek ve
resimlerini çekmek için içimde
dayanılmaz bir arzu vardı
sadece. Fidan gönülsüz gönülsüz
soyunurken, ben ikisini aynı
karelerde görüntülemeye devam
ediyordum. Fidan soyunma işini
ağırdan alınca, ben bu sefer
Zeynebe sertçe bağırdım,
"Yardım etsene kızın
soyunmasına, ne duruyorsun!"
diye. Zeynep de, "Tamam,
tamam, bağırma!" diyerek
soyunmasına yardım etti. Az
sonra Fidan da Zeynep gibi
çırılçıplaktı. Her aşamada resim
çekiyordum.
Komutlar veriyordum resim
çekerken, "Fidan, sen elini
Zeynebin göğüslerine koy, Zeynep
sen de elini Fidan'ın dıbına at!
Birbirinize bakın, dudaklarınızı
yaklaştırın!" diye. Fidan biraz
ürkekçe yapıyordu dediklerimi.
Ama Zeynep hemen havaya
girmişti, sanki stüdyoda poz
veriyormuşçasına, ciddi ciddi poz
veriyordu. Üstelik bundan da
zevk alıyordu...
Aslında istediğim şey başkaydı.
Onları birbirilerinin dıbını
yalarken görmek ve resimlerini
çekmek isterdim. Ama, buna
tepkileri çok kötü olabilir ve bir
çuval incir'i berbat edebilirim
diye düşündüm. Onun için
(şimdilik) sınırları daha fazla
zorlamak istemedim. Şimdi sıra
en önemli şeye gelmişti, Zeynebi
gibmeye! Zaten yarağım müthiş
zonklamaya başlamıştı. Fidan'a
kalkıp yanıma gelmesini
söyledim. Fidan yanıma gelince,
onu motive etmek için
dudaklarından öptüm ve
kulağına da, "Bunu senin için
yapıyorum aşkım! Seni
seviyorum! Hadi bakalım, bol
bol resim çek şimdi!" diye
fısıldadım, verdim telefonu eline.
Oysa, daha çok kendi zevkim için
gibecektim Zeynebi.
Yatağa gidip, Zeynebi sırtüstü
yatırdım, bacaklarını ayırdım,
arasına uzandım ve
dudaklarından öpmeye başladım.
Hemen karşılık verdi huur. Çok
ateşli öpüşüyordu.
Dudaklarından göğüslerine
indim. O kafam gibi göğüslerini
avuçlarımın arasında yoğura
yoğura okşarken, sivrilmiş
uçlarını sırayla emiyordum.
Zeynep ufaktan inlemeye
başlamıştı. dıbına inip, dıbını
yalamaya başladığımda, Zeynep
birden irkildi, telaşla hafif
doğruldu ve "Ne yapıyorsun?"
diye sordu. Şaşırmıştım. Demek
ki Zeynebin amı da hiç
yalanmamıştı. Cevap vermedim,
sadece yalamaya devam ettim.
Zeynebin inlemeleri artmıştı.
Zevkten kıvranıyordu resmen.
Çok geçmeden de titreye titreye,
kasıla kasıla, inleye inleye,
çırpına çırpına orgazm olup
boşaldı.
Artık gibmenin zamanı gelmişti.
Zaten ben de kuduruyordum
biran önce dıbına girmek için.
Zeynebi kim gibip bozduysa,
bana iyilik etmişti, direk
dayadım yarağımı dıbına. Amı
zaten vıcık vıcık ıslaktı, hiç
zorlanmadan tek seferde
kökledim. O anda ikimizin de
ağzından aynı anda uzun bir,
"Ohhhhh!" çıktı. dıbının içi fırın
gibi yanıyordu. Yarağım içinde
birkaç saniye hareketsiz
beklerken, göğüslerini
avuçladım, dudaklarını öptüm.
Sonra gidip gelmeye başladım.
Rahat girip çıkıyordum. Daha
rahat girip çıkayım diye, Zeynep
dizlerini kırıp geriye çekmişti.
Gelmek üzereydim. Hatta dıbına
ilk soktuğumda gelecektim. Zor
tutuyordum kendimi
boşalmamak için. Boşalır gibi
olacağımda girip çıkmayı
durdurup, içinde hareketsiz
bekliyor ve göğüsleriye
ilgileniyordum. Öpüp, yalıyor,
emiyordum uçlarını. Sonra
dıbına bir iki girip çıkıp, tekrar
hareketsiz bekliyordum içinde.
Bunu yapmasam anında
boşalacaktım. Ama ne yaptımsa
boşalmamı fazla geciktiremedim.
Gözlerim kaymaya başlamıştı.
Yarağımı amından çıkarıp
göbeğine doğru fışkırttım
döllerimi. Taa göğüslerine kadar
fışkırmıştı döllerim. Zeynep
bukadar çabuk boşalacağımı
beklemiyordu belli ki, yüzünde
tatminsiz bir ifade vardı.
Yarağımdan son damla döller de
çıktıktan sonra, tekrar soktum
dıbına. Ve olanca gücümle
pompalamaya başladım. Yarağım
inmemişti ve Zeynep buna da
şaşırmıştı. Ama az sonra
suratındaki o şaşkın ifade yerini
orgazm olmak üzere olan bir
kadının surat ifadesine bıraktı.
Zeynep şimdi inliyor, kıvranıyor
ve çırpınıyordu. Bacaklarını
belime doladı ve beni kendine
çeke çeke orgazm olup boşaldı.
Bir süre öyle kaldık. Bacaklarını
gevşetince çıktım amından.
Yarağım halen kazık gibiydi.
Zeynebin üstünden kalkıp, Fidanı
çağırdım yanıma.
Fidan gelince elinden telefonu
aldım, dudaklarını öptüm ve
Zeynebin yanına yatmasını
söyledim. Fidan hemen
telaşlandı, "Neyapacaksın?" diye
sordu. "Birşey yapmayacağım, 31
çekeceğim sadece!" dedim. Fidan
dediğimi anlamamış gibi
suratıma bakarak yattı Zeynebin
yanına. Ben de göbeği hızasında
dikildim, 31 çekmeye başladım.
Bunu yaparken de resim
çekiyordum. ikisinin yanyana ve
çırılçıplak görüntüsü çabucak
boşalmamı sağladı. Her ne kadar
Zeynebin göbeğine ve göğüslerine
fışkırttığım kadar çok olmasa da,
Fidan'ın göbeğini ve göğüslerini
sulamıştım döllerimle. Bunu da
görüntüledim.
Fidan'ı dudaklarından öpüp
kaldırdım, zütüne şaplak atıp,
mutfaktan peçete getirmeye
yolladım. Sonra da Zeynebi
dudaklarından öpüp, kaldırdım.
dıbını avuçlayarak, harika bir
amı olduğunu, gibmeye
doyamadığımı söyledim.
Kıpkırmızı yüzü biraz daha
kızarmıştı. O sırada peçeteler
gelmişti. Paylaştık peçeteleri.
Üçümüz de dölleri sildikten
sonra, "Hadi giyinin!" dedim ve
ben de giyinmeye koyuldum.
Giyinip etrafı düzelttik, Zeynebin
kopan düğmelerini aradık
bulduk. iğne ipliğin yerini tarif
ettim, diktiler düğmeleri.
Banyoda elimizi yüzümüzü,
yıkadık, saçımızı başımızı
düzelttik. Ve sonra
görüşeceğimizi söyleyip, kızları
gönderdim evden. Çünkü çok geç
kalırlarsa merak edebilirlerdi.
Babamı arayıp, evde olduğumu
söyledim, beni de merak
etmesinler diye. Evi birkez daha
kontrol edip, bira şişelerini,
sigara izmaritlerini, peçeteleri
çöpe attım. Kapıyı pencereyi
açıp, evi havalandırdım. Sonra
da oturup, çekilen resimlere
keyifle baktım ve Laptopuma
aktardım. Ama aklımdan
Zeynebin söylediği, köyde
gibilecek bir sürü karı ve kızın
olduğu lafı hiç çıkmıyordu.
Demek ki, köyümüz amcık
cevheriydi de, ben bilmiyordum!
Tümünü Göster