1. 1.
    0
    8.sınıf benim için sadece bir geçiş basamağı değildi. küçük beynimin aşk-ders-aile denkleminde gitgeller yaşaması beni liseye değil hayata ve şuan olduğum kişiliğe de hazırlıyordu. memur bir baba ve emekli öğretmen bir annenin küçük çocuğuydum ben. başarılarla dolu bir hayatı olan ablasıyla arasında 10 yaş olan.

    böylesine silik bir profil özel istek vakfında ne denli parlayabilirdi di mi. tek düşünmem gereken çizebildiğim kadar düşük bir profil çizmekti. ne de olsa onların babaları zengindi huur çocukları. benim babamsa karayollarında kıçımın müdürü.

    bir kavga çıktığında arkadaşını korumaya çalışmak ama karşındakine vuramamak nedir siz bilmeyebilirsiniz. maalesef ki ben iyi bilirim. karşı tarafın burnuna inecek bir yumruğun, babalar arasında bir kavga çıkaracağını ve başımıza işler açacağını düşünmeye çalışmak. oh işte bu 14 yaşında bir insan için çok fazladır. çok hem de. hamleler ilerisini düşünmeye çalışmak. ileriyi düşünmeye çalışırken bir yandan da bulaşmamaya çalıştığın insanlar arasında gözlerinle sevmeye çalıştığın bir kız. zaten hep zoru seçmez miyiz biz.

    tam 2 sene gözlerimi alamamıştım ondan. şimdi dönüp baktığımda bile gülesim gelir. 12-13 yaşında beslenen saf duygular, şuan tanıdığım hiçbir insanın sahip olamayacağı kadar güzel be arkadaş. sanki elini tutabilsem oracıkta ölürüm mutluluktan hissi.

    3. ve bu salak saçma okuldaki son (en azından o zaman öyle biliyordum) senemde sonunda aynı sınıfa düştük merveyle. ütopikti ama yetmezmiş gibi, aynı servis ve aynı dersahenede de bulmuştum kendimi.
    nasıl başardım bilmiyorum ama ben gözümü açıp kapattığımda 3 ay geçmişti ve biz en yakın arkadaşlar olmuştuk. fazla yakın
    ···
   tümünü göster