1. 101.
    0
    10 DAKiKA KADAR PARKTA YÜRÜDÜK. içimden mustafa'ya sinirleniyorum, bu bin yüzünden başımıza bela aldık diyorum. sonra kendi kendime "gerizekalı çocuğun suçu ne, o mu istedi böyle olmasını? sana güvendiğinden seni çağırdı gece, ne bilsin böyle olacağını." diyordum.

    hakikaten de öyleydi, yüzüne arada bir bakıyorum yürürken. -kendini suçlu hissediyordu-

    durumu kötü olan bendim, ama o benden daha mutsuz daha tedirgin duruyordu.

    omzuna bi fıske vurdum. "yürü lan puşt, kahvaltı da burnumuzdan geldi. gidip bi çay içelim, sonra da takılırız bahçeli'de." dedim.

    yüzü biraz olsun güldü.

    "sen çekersen gidelim." dedi.

    gülüştük ve kafeye doğru yol aldık.
    ···
   tümünü göster