1. 1001.
    +1
    polisler ayrıldı okuldan. onlar çıktıktan sonra içeri 2 öğretmen daha geldi. uzun ama cok uzun ve sıkıcı bi konuşma yaptılar.bu konuşma içerisinde ailemin kapının önünde olduğunu ve okuldan ayrılmamın yani gibtir çekilmemin konuşulduğunu hatırlıyorum. elime üst üste mühürler basılıp imzalar atılan bi belge verdiler. hiç bakmadım belgeye kalkıp gitmemi söylediler. kalktım,kapıya yöneldim arkamdan konuşulanları duymuyordum. sadece sesler geliyordu. kapının yanında diken öğretmenlerden biri kapıyı açtı. kapı açıldı, yürüdüm yürüdüm kapıdan çıktım,bu aydınlık odadan karanlık koridora girdim kapının solunda duran annem ve kardeşim hemen önüme atıldılar. annemden bi tokat yedim. hüzünlü,pişman ve hayalkırıklığı dolu bi surat vardı karşımda. ağlıyordu.arkasını dönüp merdivenlerden inmeye başladı. gözlerim yaşlı sol yanağımdan aşağı akan bi damla vardı. kardeşim elini omuzuma koyup yürümeye başladı. onla beraber merdivenlerden indim ve eve gittik. yolda ne oldu ne yaşandı nasıl gittim oraya bilmeden evde buldum kendimi. suratımda kurumuş yaşlar elimde bi belge ile odaya attım kendimi.cok sıcaktı içerisi üzerimdeki herşeyi çıkardım camı açtım ve perdeyi sonuna kadar çektim. içeri püfür püsür rüzgar esiyordu, suratıma tükürükler salan dünya vardı sanki. derin derin nefesler çektim içime. karnım ağırıyor başım çatlıyacak gibi oluyordu. aklımda babamın tüm olanlara ne tepki vereceği vardı. çıldırtıyordu bu düşünce beni. türlü türlü seneryolar geliyordu aklıma.en sonunda olayın saçmalığını kavradım. beynimi boşalttım. tekrar ıslanmış yakanlarımla birlikte gözyaşları eşliğinde uykuya daldım.bu uyku o kadar uzundu ki ertesi gün sabaha karşı 5 te uyandım.cam kapanmış üzerime battaniye atılmıştı.oda karanlıktı ve perdelerin ardından içeri mavi ışık saçılıyordu. kalkıp zuladan bi dal sigara çıkardım. açlıktan ölüyordum neredeyse. telefonumu aldım üzerinde 3 tane mesaj vardı.2 si kız arkadaşımdandı. okumadan kapattım. hasandan gelen bi mesaj daha vardı.onu okudum okudum okudum. mesajda 2 kelime yazılıydı. sadece iki kelime: sakın ötme!

    evet hayatımın özeti gibi bişeydi bu.kalkıp kulaklığımı aldım 'pink floyd-shine on your crazy diamond' açtım. sabaha karşı sigara içerken bu şarkıyı dinlemeyen bu sabah hemen yapsın beyler. çok ciddiyim. bambaşka bi dünyadaydım. terli baksırımla incin yatağımda sigaramı tüttürüyor yeni yeni aydınlanan odada pink floyd dinliyordum.ne kafaya takıcam amk diyordum içimden. önümde koskoca bi ömür vardı. okul derdi, gibik öğretmenler azarlaması yoktu. okul sıralarında tüm sınıfa rezil edildiğim günler geçmişti. yüzümün kızarmaları, litrelerce döktüğüm terlerin hepsi yok olmuştu. rahatlamıştım.karnım ağırmıyordu. ciğerlerim bayram ediyor, kulaklarım kutlamalar yapıyor , tüm sıkıntı ve dertleri kaldıran kel kafamın içindeki beynim yavaş yavaş uyuşuyordu. gözlerim kapanıyor vücudum gevşiyordu. sanki uçuyordum gökyüzünde sabah saat 5 de.aklımda ise sadece şu soru vardı. acaba ölümce nereye gidicem?

    önemli ve son edit: evet beyler benim aydınlanma hikayem işte bu kadar. umarım sizlerde bişeyler öğrenmiş gibtir edip, boş vermeyi kavramışsınızdır. merak edenler için söyleyeyim şuan gerçekten çok iyi durumda ve gayet mutluyum. okuldan atıldıktan sonra bi işe girdim. ekonomik durumlar düzeldi. babam almanya'dan geri döndü. özellikle annem ve kardeşimle aram gerçekten iyice gelişti ve şuan son derece muyluyum. yarın sabah ise tatile bi akrabanın yazlığına gidiyoruz.bi kaç hafta giremeyeceğim sözlüğe. okuyan herkese teşekkürler inş bişeylerde gelişme göstermişsinizdir ve bu anılarım sizlere ışık olmuştu. dediğim gibi gibtir edin gitsin.her neyse, çok da önemli değil...
    Tümünü Göster
    ···
   tümünü göster