1. 176.
    +1
    BOLUM 4 -YE'CÜC ME'CÜC
    ---
    ertesi sabah ise sabahların hiç bitmemesini dileyerek uyandım. sırf o mübarek yüzü bir daha görmek için. kalktıgımda hz isa insanlari etrafında toplamış istişare ediyolardı. yanlarına gittigimde hz isa küçük yaratıkların fitnesinden bahsediyordu. bu arada yanimdaki adama sual ettim bunlar kim diye
    -
    yanımdaki adam;
    yeryüzünde bozgunculuk çikaran ve gerçek mahiyetlerini Allah'in bildigi iki kabile.
    --
    bahsedilen seddin yanına gitmek zorundaydık. günler sonra seddin yanına vardıgımızda kapak açılmıştı ve tüm yaratıklar dünyanın dört bir yanına dagılmıştı.
    -
    bunlar çirkin, gözleri küçük kulakları ise çok büyük, 1 metreye yakın boyları ile yanımızdaki gölü içerek kuruttular. her birinin yaklaşık bin çocugu olurmuş. bu yüzden çok kalabalıklar ve boylarına ragmen çok güçlü yaratıklar oldunu hz isa daha önce anlatmıştı.
    -
    o iğrenç uzaylılar üzerimize dogru geldiler ve develerimizi ve atlarımızı yediler. bizler onlara kılıçla karşılık verdik ama onların bitmek bilmeyen sayıları ile başa çıkamadık. şehirlere gidip onlarla savaştık her yerde onlardan vardı. demir, toprak, taş, hayvan yiyorlardı buna rağmen doymak bilmiyorlardı. tüm kafirleri canlı canlı yediler ve tüm dünyaya yayıldılar. sayıları her geçen saniye artıyordu. allahın peygamberi hz isa onların savaşla yenilemeyecegini anlayınca ellerini semaya açtı;
    Yüce Rabbim bizleri ve insanlığı bu yaratıklardan koru.
    diye dua etti.
    -
    ertesi sabah çok kötü bir kokuyla öffleye püffleye uyandım. ye'cüc ve me'cüc yaratıkların dün gece boyunlarında çıkan yara ile ölmüşlerdi. tüm dünya ise onların cesetleriyle kaplanmış. yeryüzünde tek bir karış bile boş yer yok. cesetlerin vermiş oldugu kokuyla beraber havada ki külün kokusu nefes almamı bi hayli zorlaştırıyodu ama onlardan kurtulmuştuk nihayetinde..
    -
    ···
   tümünü göster