0
o gün adam bize hergün verdiği malın yaklaşık 3 katını verdi.bu yüzden bizi erken çağırıp satışa şimdiden başlamamızı istemiş. tabi bizi çağırdığı kısımları falan yazmadım burda. neyse biz her zamanki yerlerimize dağıldık.ben yerime geçtim her zamanki yerime yani alçak bi kaldırıma çöktüm. alıcıların gelmesini beklemeye başladım. yoldang eçen herkesin gözlerinin içine bakıp o bişeyler arayan ifadeyi görmek istedim. saat akşam üste 5-6 civarına kadar hiç iş çıkmadı. bekledim bekledim ama kimse gelip bişeyler almak istemedi.bi ara eve uğrayıp eve geç geliceğimi söyleyip evin anahtarı aldım. gece işler yavaş yavaş açıldı. malları erken bitirip eve dönmedim bu sefer önceki günlerde olanlar gibi.bu sefer üzerimde baya mal vardı ve saat 4 e kadar sadece 2 poşet satabildim. üzerim para dolmuştu ve yorgundum. normalde evde olsam yatakta kıvranıyor, müzik dinliyor, resim çiziyor veya odada boş boş geziyordum.ama burada gece ile başbaşa yorgun bi şekilde kalınca uykunun üzerime çökmesini hissetim.bu duyguya ve uyku denen şeye hasrettim. deli gibi uyumak istiyordum. kendi kendime saat 5 te eve dönücem diyip beklemeye başladım. sonra orada kıvrılıp uyumuşum kaldırım köşesinde..
hayatım boyunda sokakta geçiriğim ikinci gecemdi bu tatlı uykuyla dolu gece. cebimde yüklü miktar para,1 poşet bembeyaz toz ile kalmıştım ortalıkta. yoldan geçen insanları ve arabaların sesine uyanmıştım. kalkıp ellerim cebimde kafeye malları ve parayı bırakmaya gitmeye başladım. okulun iki sokak yukarısından geçip kafeye gidiyordum. yolda dil ve anlatım öğretmenim olan (adı fatih olsun) fatih hocayı gördüm. kendisi beni baya severdi. özellikle son zamanlardaki değişimimi farketmiş ve benimle kitaplar hakkında konuşmalar yapardı. film ve kitap bilgimi çok beğenirdi ve okulda saygı gösterdiği nadir öğrencilerden biri olarak görürdü beni. yolda beni gördü ve koluma girip okula çekiştirmeye başladı beni. uyku sersemliği ve yorgunlukla onun kolunda bikaç adım attım okula doğru. aklıma cebimdekiler gelince birden sıçradım ve kolundan sıyrıldım. şaşkınlıkla ne oldugunu sordu.ben kekeleyerek elbiselerimin olmadığını okula giremeyeceğimi söyledim yırtmak için. kalbim küt küt çarpıyordu. hemen gülüp bişey olmaz okulun son günleri zaten ben sokarım seni içeri dedi arka kapıdan.yok hocam işim var bilmem ne falan diyip binbir yalan uydurdum.ama yutmadı hiçbirini beni kolumdan tutup zorla okula zütürmeye başladı ve gelmezsem babanı arıyacağımı söyledi. babamın benle ilgili hiçbir şikayet işitmesini istemiyordum. hayatta isteyeceğim en son şey işçi babamın gurbetteyken kendisi yerine beni düşünüm üzülmesiydi. mecbur kafam yerde düştüm okul yoluna yanıbaşımda öğretmenimle. çok sonradan aklıma geldi ki bu herif babamı nasıl arayaktı ki amk. adam almanyada ve numarasını falan bilmiyordu..
Tümünü Göster