1. 401.
    0
    açtım, ‘ben Burak. nasılsın’ dedi telefonun diğer ucundaki ses.
    +sağ ol iyiyim
    - merak ediyorum seni, neler yapıyorsun
    + merak edilecek bir şey yok, ama beni bir daha aramanı istemiyorum. rahatsız etme lütfen
    - sadece halini hatırını soracaktım ne var bunda
    + seninle hiçbir şekilde muhabbet etmek ya da konuşmak istemiyorum, kapatıyorum telefonu

    diyerek kapattım. Oğuz’un yanında konuşmuştum.

    - kimle konuştun, resmen yüzün düştü
    + Burak’tı arayan
    - neden aramış ne diyormuş
    + halini hatırını soracaktım dedi, benim dediklerimi duydun işte
    - hep arıyor mu
    + hayır ilk defa aradı
    - anladım

    Burak’ın arayışı bende hiçbir etki yaratmamıştı iyi ya da kötü. yalnızca aramasına şaşırmıştım, çok uzun zaman olmuştu. gerçekten hiçbir şekilde onunla konuşmak ya da görmek istemiyordum. hiç de istememiştim. Oğuz bana yüzün düştü demişti ama benim aklıma takılan hayatımda artık hiçbir sorunun çıkmamasını isteyişimdi.
    o an, bulunduğum yeri, yanında oturduğum insanı, şu anki duygularımı sorguluyordum aslında. birine yeniden güveniyordum. birinin sevgisini göğüs kafesimde hissediyordum. bozulmasını istemiyordum bu huzurumun.

    Oğuz’un biraz canı sıkılmış gibi görünüyordu. ama bunu sorun haline getirmeyişine sevinmiştim.
    benim Burak’a ya da herhangi birine karşı içimde hiçbir şey beslemediğimi de tahammülümün olmadığını da biliyordu.
    ···
   tümünü göster