1. 401.
    0
    Buket’in yaptığı şeyin anldıbını da bilmiyordum ama, neden yapmıştı ki bunu. birkaç kez bağırıp çağırdım sonradan, ama affettim. görüşüyor, konuşuyorduk.

    Buket’in okuluna gitmiştim ikinci dönemdi bir kere, Oğuz’u görmek için… Buket’le otururken, Oğuz da geldi. sandalyesini yanıma çekti, üçümüz muhabbet ederek yine eğildi kulağıma. ‘gerçekten çiçeklerden daha güzel kokuyorsun, burnuma geliyor kokun’ dedi.

    içime bir şeyler oluyordu sanki böyle anlarda…
    Buket nasıl olduğunu anlamadığım bir şekilde, konuyu geçmişime getirdi. Oğuz’un yanında patavatsızca konuşuyordu. ‘bunun babası annesini Burak da bunu aldatınca yedi kafayı işte’ diye bir cümle kurmuştu orada. Buket sınırını aşıyordu.

    kalktım masadan, ister istemez düşmüştü gözyaşlarım. annemi hatırlamıştım, geçmişimin açılması değildi beni üzen. Buket’in bunu anlatış biçimiydi, onun bunu neden yaptığıydı.. ağzına sakız mı yapmıştı bütün bunları.

    arabama bindim, sakinleşmeyi bekliyor ağırdan alıyordum, kemerimi takmıştım. Oğuz bindi yan koltuğuma. elini saçlarıma koydu, ‘sakın’ dedi
    ‘sakın düşürme gözlerinden o damlaları’
    başımı omzuna doğru çekti. ‘sinirlerine hakim ol, Buket’in yanında bir daha bulunmazsın olur biter. beni görmek istediğinde de mesaj atarsın’

    Oğuz bu durumda bile uyuzluk ediyordu.. gülmeye başladım. hemen kaldırdım başımı omzundan, Buket ise uzakta dikilmiş, görüyordu bizi arabanın içinde.
    ···
   tümünü göster