1. 401.
    0
    o gün bir şeyler içtik, muhabbet ettik, kalktı arkadaşlarım… babam da gelmişti onlar gitmeden önce, babamla da tanıştılar.
    Oğuz’u görünce babam, ‘hoş geldin oğlum, geçen yukarı çıkmadın ayıp oldu ama bugün gelmişsin sevindim’ dedi
    kimse aldırmadı, Buket’in gözleri fal taşı gibi açılmıştı…

    kar topu gibi büyüyen bu durumu engelleyemiyordum.

    Oğuz okuluma geliyor, evimin önünde dikiliyor, balkona çıkmamı istiyor, bazen ise hiç sesini çıkarmayarak beni telkin ediyordu zaman zaman.

    dönem sonu gelmişti. finallerim vardı, ve son sınavımdı, çok önemliydi benim için çok da çalışmıştım, yazın rahat etmek istiyordum.
    Buket’le de birkaç kez görüşmüştük, Oğuz’un konusunu bile açmamıştı.
    sınavdan bir saat önce evden çıkmıştım, çünkü uyanamamıştım. ucu ucuna yetişecektim. biri arıyordu araba kullanırken. bakamadım, üst üste 3. arayışında açtım, Buket’ti. ağlak, endişeli bir ses;

    ‘bu telefondan en son bu numara aranmış, yardım edin ne olur, telefonun sahibine çarptım arabamla’

    neye uğradığımı şaşırmıştım. nerede olduklarını sordum, xxx hastanesi diyince doğruca hastanenin yolunu tuttum. Hastane girişinde Buket ve bir kız arkadaşı gülüyor, ‘sana şaka yaptık, Buket için ne kadar endişeleneceksin diye ölçtük’ diyorlardı.

    burnumdan soluyordum, çocuk gibi bir hareketti bu. Buket bugün sınavımın olduğunu biliyordu ama inkar ediyordu. özür diliyordu, haberinin olmadığını söylüyordu. ama hiç inanmıyordum onun samimiyetine. onun yüzünden kaçırmıştım sınavımı, hocaya mazeret bildirsem dahi telafi sınavı için ikna edemedim.
    ···
   tümünü göster