1. 376.
    0
    çok sevinmişim gibi kapattım telefonu, gelişmelerden beni haberdar etmesini istedim. bir yandan gerçekten Buket’in iyiliğini istediğim için bir külfetin altından kalkmış olmakla huzurlu hissetmiştim durumu öğrenince. ama bir yandan da içim içimi yiyordu merakımdan.

    gece saatlerine doğru gelmişlerdi eve ve Buket beni aramıştı. herhangi bir temas ya da yakınlaşma olmadığını ama muhabbet ettiklerini söylüyordu. Oğuz hakkında öğrendiği bir şey daha olmuştu. 3 yaş büyüktü bizden. ama üniversiteye de 3 sene geç başlamıştı.
    bizden üç yaş büyük olmasına şaşırmadım. ama okuduğu okul özeldi ve zaten paralı okuyordu.. ‘neden 3 sene geç başlamıştı diye sormadın mı’ dedim Buket’e. fazla ilgili olmuştum duruma. gerçi dedikodu yapıyorduk ama Buket ciddi bir tavra bürünüp ‘sormadım’ diyince, düşüncelerimi ve konuşmalarımı dizginlemem gerektiğini anladım.

    dayım gelmişti o hafta sonu. her ne kadar gergin olsalar da babamla aralarında bir sorun çıkmadı.

    yaz boyu kendi arkadaşlarımla ve Buket’le sık sık görüştüm. babamla çok iyiydik, adli tatil girdiğinde baba-kız tatile çıktık. derslerim ve sınavlarım olmadığı için ben boştaydım ve adli tatiline kadar ara sıra babama yardımcı da olmuştum.
    Buket’in ailesi tatile çıktığı halde, o istanbul’da kalmıştı. Oğuz’un her an elinin altında olmaya çalışıyor, en ufak fırsatları bile değerlendirmeye çalışıyordu. bir iki haftada birkaç kez görüşüyorlardı, kısa süreli. ama Buket, bunu bana çok sıkı-fıkılarmış gibi aktarmaya çalışıyordu diye düşünüyordum. Buket anlatmadıkça Oğuz’u sormuyor, konusunu açmamaya dikkat ediyordum.

    ama artık iyice onu düşünür olmuştum. bunu kendime bile kabul ettirmek istemiyordum.

    pgibologumla da sık sık telefonda konuştuk, birkaç kez yanına uğradım.
    tatil dönüşü gitmiştim yine seansa. seans değildi de, muhabbet ettik sayılır. çıkmak için kapıyı açtığımda, Oğuz karşımdaydı. gülümsüyordu.
    - bu ne güzel sürpriz dedi
    + nasılsın
    - iyiyim seni sormalı
    + ben de iyiyim
    ···
   tümünü göster