1. 51.
    0
    asıl konumuz yada hayatımın kötüye gitmesinin sebebi asla ayşe olmadı.
    yalnızca tanımanızı istedim. kafamdaki soru işaretlerini belki direktiflerinizle kaldırabilirsiniz.
    yorumlara açığım.

    evet işe başlamıştım. bu işten önce çok iş deneyimim olmuştu aslında. sokakta dondurma da sattım fabrika da botta diktim.
    sonuçta sığınabileceğiniz hiçkimseniz yoksa gibe gibe yapıyorsunuz doğrusu.
    neyse, işe başlamıştım. ayşeye günde en az 400 sms atan biriydim. bu size ergenlerin saçma mesajlaşması gibi gelebilir ancak değil. kalbimden akan her sözcüğü, aklımdan geçen her sevgiyi yazıyordum. aşıktım, seviyordum.
    fakat fazla yüz verdiğimin farkında bile değildim.
    işe girdiğimde ufak bir eğitim almıştım ve işe başlamıştım. iş bana göre basit bir işti.
    ortam o kadar rahattı ki kimin eli kimin cebinde bilen yoktu. patron yalakasından tutun da ayak kaydırmaya çalışan çömezlere kadar her tip insan vardı. aslında tam bir hayat okuluydu diyebilirim. çok tecrübe edinmiştim o işimde.
    ancak ayşe ile son zamanlarımızdayken (19-20 yaşlarındayım yani 2,5 yıl filan mazimiz var) artık ayşeden kopmaya başlamıştım. fikirleri hiç mantıklı gelmiyordu ve aklıma bile gelmiyordu zaman zaman.
    oysaki o 2 yıl boyunca aklımın her köşesinde ayşe varken neden birden herşey değişiyordu? nankörlük mü bunun adı?
    yoksa tahammülün bitmesi mi?
    ···
   tümünü göster