1. 926.
    0
    yüzüm kan içinde kütüphaneyi girdim ve lavaboda iyide temizledim suratımı.ama elbisem ve yakalarım hala kanlıydı. cıkıp yukardan Jostein Gaarden in sofie nin dünyası kitabını aldım.eve gittim. üstümü başımı değiştirdim. sonra bi kaç film izledim ve yatıp zıbardım. uyandıgımda akşam olmuştu. gidip elimi yüzümü yıkadım. aynanın karşısında kendime baktım. saçlarım baya bi uzamıştı ve çok ama çok dökülüyordu.ilk dökülmeye basladıgı zamanlarda stresten ve utangaçlıktan kaynaklı oldugunu düşünmüştüm.son 3 yıldır aklımda sürekli saçlarımı kazıtmak vardı.bi türlü cesaret edememiştim dış görünüşümden dolayı. kulaklar kepçe,boy 170 civarı hobit gibi bişeyim zaten normalde.ama o aynanın karşısında düşündüm uzun süre. gibtir et la dedim. banane amk. benı bırak millete ne benım kepçelerimden. orda kepçe bir kulak yerine düz bi deri mi olsaydı. veya begenmediğim suratım dikişlerle dolu mu olsaydı. bunları geç bu düşüncelerim engellilere en başta kendi vücuduma hakarettir. sonuçta bu vücut dediğim şey bendim zaten.ben hiç yaşamamış olmayı dilerdim. intihar etmeyi hiç düşünmemiştim ama hiç doğmamış olmayı hergün düşünürdüm o aynanın karşısında oldugu gibi.bu sebepten ötürü evlenmemeyi evlensem bile oğluma en büyük kötülüğü yapıp onu dünyaya hiç getirmemek yolunu seçmiştim.en azından öyle planlamıştım.

    ellerimi kafama attım.bi 4 tel falan daha geldi avucumun içine. derin bi oh çekil kafamı suyla yıkadım. yine baya bi döküldü. sonra banyodan cıkıp salondaki eşya dolabını açtım. babamın eskiden kullandığı traş makinesini çıkarığ girdim banyoya. elbiselerimi çıkarıp kafamı kuruladım.ve hayatımda yaptığım en doğru ve nadir zevkli işlerden birini yaptım. makineyi oldugu gibi tam ortasından soktum uzun saçlarımın arasına. daha ilk girişinde acıyla bağıran ve dipten kesilen saçlarımın cığlıklarını duydum. sonra kafamın neresinde bi siyahlık görsem daldım oraya.
    ···
   tümünü göster